- Kategori
- Aşk - Evlilik
Sokak lambası
Lapa lapa kar yağıyordu Ankara'ya.
Kadın önde erkek iki adım gerisinde yürüyordu. Otobüs ve dolmuşlar karlı yollarda çalışamadığı için o sabah yürüyerek gitmek zorunda kalmışlardı işlerine.
Kadın farkında idi her hareketi ile günlerdir kendisini beğendiğini belli eden adamın iki adım gerisinde olduğunun ama bir kez bile dönüp bakmadı. Adam sanki kutsal bir görevi yerine getirircesine önünde yürüyen kadını izliyordu; ya ayağı kayar düşerse, incinirse? Kendini öyle adapte etmişti ki uzun zamandır beğendiği bu saçları dalgalı uzun boylu kadına, sanki düşse havada yakalayacaktı onu yere değmeden.
Hava buz gibiydi ama ikiside yürümeye devam ediyor üşümüyorlardı, içlerini bir şey ısıtıyordu adını henüz bilmedikleri.
"Hadi" dedi kadın içinden "hadi be adam gel konuş birşeyler söyle hiç değilse sesini duyayım. Her akşam aynı saatte o sokak lambasının altında durup pencereme bakıyorsun uzun uzun, bir yerlerde karşılaşınca gözlerin başka türlü bakıyor gözlerime, içim ürperiyor. Sen farkında değilsin ama; gelmesen bile o sokak lambasının altında durduğun yere bakmak alışkanlık oldu bende, hadi gel, konuş , birşeyler söyle."
"Cesaret" diyordu adam " iki adım önünde yürüyor günlerdir her aşk şarkısını ona yakıştırdığın, gündüzleri aklında, geceleri ise rüyalarına rahat vermeyen, uykularını bölen o kadın. İki adım önünde yaklaş merhaba de, tanış onunla. Hani sen kelime cambazıydın, güzel konuşurdun , en olmadık olaylarda bile çevrendekileri ikna ederdin? Hadi cesaret".
Ne zordu ilk adımı atan olmak. Öyle ya tüm umutların hayallerin yıkılması söz konusuydu. Ya hayır derse red ederse o zaman ne yapardı? Gururu değildi kaybedeceği. Kaybedeceği belkide diğer yarısı idi.
Vazgeçti.
İki adım gerisinde olmak bile güzeldi, ona bu kadar yakın olmak bile yetiyordu. Vazgeçti yanına sokulup merhaba demekten. Hem evini biliyordu akşam gene o sokak lambasının altına gider, penceresine bakardı sigarasını yakıp. Belki dünyalar güzeli kadın balkona çıkar bir kaç saniye de olsa kendisine bakardı. Vazgeçti büyü bozulmasın diye.
Lapa lapa kar yağıyordu Ankara'ya. Sevdadan yana beklentiler ve yaşanacaklar ise ikisi içinde kalakalmıştı başka, başka bir yarına.