Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

23 Şubat '07

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Son 5 saat 45 dakika ...

Son 5 saat 45 dakika ...
 

Dokuz sekiz dokuz iki , şaka gibi henüz iki saatini harcadığım Cuma gününün, bitmesini beklediğim önümdeki yedi saati yanında ne kadar büyük bir sayı ‘dokuz sekiz dokuz iki’ dokuz bin sekiz yüz doksan iki!

Sabah sisli bir günaydın ile birlikte ofise geldim, her sabah hazırladığım raporlarımı hazırladım ve paylaşmam gereken insanlar ile paylaştım. Bu arada gözüme yeni bir mailim olduğuna dair yanıp sönen ikon takıldı. Tıkladım, mail ‘bugün dünyadaki kaçıncı günün?’ diye soruyordu. Korkarak açtım maili Excel de hazırlanmış bir format sırasıyla doğum yılımı, doğduğum ayı ve gününü girmemi bekliyordu. Ortalama kaç gün olduğunu bildiğim halde 'bakalım net olarak kaç gündür nefes alıyorum' dedim ve karşıma (9-8-9-2) rakamlarından oluşan bu kocaman sayı çıktı.

Bugünün nasıl biteceğini kara kara düşünerek başladığım sabah bu rakamlar sayesinde biraz aydınlandı. Bazen tek bir günün, sadece ofiste olduğum dokuz saatlik sürecini tüketemediğimi düşünmek son derece komik göründü bu büyük sayının gölgesinde.

Sayıları hep sevmişimdir rahat durmadım tabii ki birçok şeyi ne kadar zamandır yaptığımı buldum bazılarına inanamadım.

Mesela; Liseyi bitireli 3554 Üniversiteyi bitireli 1728 gün olmuş, çalışma hayatına başladığım ilk günün üzerinden 2397 gün geçmiş, askere gideli 560 askerden döneli 390 gün olmuş, şuanda çalıştığım şirkette son 285 gündür çalışıyorum ve benzeri birçok datayı kaydettim. Elime ne geçti tabii ki hiçbir şey sadece günü kolaylaştırmaya ve işten kaytarmaya çalışıyorum, biliyorum.

Evet kabul ediyorum, sabah serviste işe doğru gelirken yapmazsam olmayacak tüm işlerimi halledecek ve gerisini önümüzdeki haftaya bırakacağıma dair bir karar almıştım ve uygulamaya başladım bile işte…

Bu yazıyı bitirdikten sonra yemek faslı başlar o süreyi de biraz abartmam da bir sakınca olmaz herhalde.

Öğlenden sonrası için henüz bir zaman harcama planı yapabilmiş değilim ama sanırım Pazartesi için biraz çalışırım sonrası yine bana kalır. Çalıştığım süreç içerisinde bana kalan kısımda ne yapacağıma dair düşünerek çalıştığım kısmı da daha eğlenceli hale getirebilirim belki.

Bugün Cuma mutlu olmak için geçerli bir sebep var aslında başka bir şey aramaya da gerek yok gibi ama biliyorum ki çıkışta arkadaşlarımla buluşacağım her zaman ki gibi keyifli bir yemek planı var yani akşam için. Aslında yemeği düşünürsem zaman daha zor geçer galiba o yüzden ben hedef olarak saat 17:00’ı almalıyım kendime.

Yazıya başladığımda önümde yedi saat olduğunu yazmışım ama araya giren işler nedeniyle bir saat geçmiş bile yani sadece altı saat kalmış iş gününün bitmesine hatta haftanın bitmesine… Günleri bitirmek için bu denli istekli olup sonra ‘9892’ günün nasıl geçmiş olduğunu sorgulamakta nasıl bir çelişki ise!!!

İşin kötüsü ‘çalışıyormuş’ gibi yapmayı da başaramıyorum. Ya çalışıyorum ya da çalışmıyorum çevremdeki insanlar bunu çok net olarak fark edebiliyorlar. Çalışmadığım zamanlarda beni rahatsız eden ‘sorumluluk duygusu’ konuşup duruyor aklımın içinde. Susmuyor, susturamıyorum onu en iyisi kalkıp bir kahve ısmarlamak kendime sanırım. Belki o arada o da susar…

Son beş saat kırk beş dakika diyerek, herkese keyifli bir Cuma ve hafta sonu diliyorum…

 
Toplam blog
: 41
: 1436
Kayıt tarihi
: 15.09.06
 
 

27 yıl geçmiş ilk günden bu yana... Okullar okunmuş, MBA'ler yapılmış, Amerikalara gidilmiş, hayat h..