- Kategori
- Gündelik Yaşam
Sönmemiş yıldızlar

İki sevgilinin birbirine gülerken şahit olduğum durum bana “Aman Yarabbi! O nasıl gülüştü öyle?” dedirtti bana.
Akşam serinliğinde sahile doğru biraz yürümek istedim, biraz ilerledikten sonra arkamdan iki kişi önüme geçti. Sevgili oldukları belli olan biri genç kız ve biri genç erkek, ikisi de esmer tenli ve öyle biri güzel biri yakışıklı değil, güzellikleri vasat. Dört beş adım ilerledikten sonra genç kız başını sol tarafına doğru iyice döndü ve çocuğa gözleriyle ve gülüşüyle sevgi dolu öyle bir baktı ki ben arkadan “Bu nasıl bir güzel gülüş ve bakış” dedim. Sevgilisi de aynı içtenlikle ona genç kızın gülüşünü ve bakışını iade etti. Sonra kız kolunu oğlanın omuzuna attı aynı biçimde oğlan kolunu kızın omuzuna attı. Yine birbirlerine birkaç kere güldüler ve bakıştılar ama hiç konuşmadılar. Ben arkalarından bakarken birbirlerine nasıl sevgilerinin, aşklarının aktığına şahit oldum.
Tekrar elele tutuştular ve hızla sahile doğru yürümeye devam ettiler ama hiç konuşmuyorlardı. Acaba bunlar dilsiz mi diye düşünmeden edemedim. Dilsiz de olsa ne fark ederdi, dünyada en zor yakalanan şeyi, aşkı ve sevgiyi elde etmişlerdi. Tıpkı sönmemiş yıldızlar gibiydiler. Bense arkalarından gülümseyerek bir müddet onları izledim ve aheste aheste, sahile doğru yürümeye devam ettim.
Yıldızlarınızın sönmemesi dileğiyle sevgiyle kalın.
Daha önce yazmış olduğum bir şiirim hatırıma geldi ve burada tekrar yazmak istedim.
Yıldızlar sönmesin
Bir dünya ki
Örülmüş zincirlerle
İç içe, diş dişe
Kimi bizimle, kimi sizinle
Allah zeval vermesin kimsesiz yetimlere
Yıldızları sönmesin karanlık gecelerde.
Sibel Koçarslan