- Kategori
- Futbol
Souleymanou’nun hediyesi

Denizlispor kalecisinin inanılmaz hatası Galatasaray'a 3 puan getirdi.
Denizlispor karşılaşması Galatasaray için aynı zamanda liderlik fırsatı demekti. Kalli’nin yokluğu süredursun takımın patronluğunu vekâleten yürüten Ahmet Akcan, Lincoln’ün eksikliğini takımın orta saha kurgusunu değiştirmeye bir vesile olarak kullanmıştı. Kalede son haftaların formda ismi Aykut’u tercih eden Akcan dörtlü defansı Sabri, Emre, Servet ve Volkan’dan kurdu. Orta sahada Barış, Okan, Mehmet Topal ve Arda görev alırken ileri ikilide gördüğümüz isimler Hakan Şükür ve Ümit Karan’dı. Bu şekliyle klasik 4-4-2 formasyonunda sahaya yayılan sarı-kırmızılılar zaman zaman Arda’yı playmaker olarak kullanarak 4-3-1-2 gibi oynadılar. Denizlispor’da ise teknik direktör Güvenç Kurtar marjinal sayılabilecek bir yorumla Luciano Spalletti’nin Roma takımına oynattığı ve çok tartışılan 4-6-0 benzeri bir oyun planıyla Galatasaray’ın karşısına çıktı. Sahaya yayılışları 4-1-4-1 gibi olsa da yeşil-siyahlı takım ileri uçta Yusuf Şimşek’i Roma’da Francesco Totti’nin üstlendiği görevle sahaya sürmüşlerdi.
Denizli ekibinin kalesinde Souleymanou’yu izledik. Defans bloğu Bülent, Kratochvil, Fatih ve Carlos Alberto’dan kurulmuş önlerine de Tomas Abraham yerleştirilmişti. Önlerindeki dörtlüyü oluşturan isimler J.Cesar, Güray, Serhat ve Hasan’dı. En uçtaki isim emektar Yusuf Şimşek, forvet bölgesinde topu tutmak ve geriden gelen Denizlispor’lu futbolculara top dağıtımıyla pozisyon hazırlamak üzere görevlendirilmişti.
İlk yarıda sahaya istediğini yansıtan takımın Denizlispor olduğunu söyleyebiliriz. Sarı-kırmızılı rakibini orta sahada kalabalık karşılayan Denizlispor, Galatasaray’ın oyununu bozmayı başardı. Genel karakteristiği itibariyle uzun toplarla oynamayı seven yeşil-siyahlılar Galatasaray önünde de bu anlayışlarından vazgeçmediler. Ancak Yusuf’un hava toplarındaki etkinliğinin sıfıra yakın olması dolayısıyla çoğu pozisyonda top duvara çarpmış gibi kendi sahalarına döndü. Güvenç Kurtar’ın talebeleri ancak Yusuf’u topla buluşturup Güray ve Serhat’ı tehlike bölgesine gönderebildiklerinde tehlikeli oldular. Bu anlardan biri olan 24.dakikada Yusuf’un hazırlayıp Hasan’ın gole çevirdiği pozisyon Galatasaray’ın maçta 1-0 geriye düşmesine yol açtı. Golden sonra risk alarak rakip kaleye yüklenmeye çalışan sarı-kırmızılılar, oyunu kanatlara yaydıkları ilk pozisyonda rakip defansın dengesini bozmayı başardılar. Bu dakikada sol çizgiye inen Arda'nın ortasını iyi değerlendiren Okan Buruk kafayla topu ağlara göndererek maçta eşitliği sağladı. Galatasaray açısından bu golün yarattığı ikilem 4-3-1-2 ile Arda’yı 10 numara gibi kullanmak ve 4-4-2’den kanatları çalıştırarak Hakan ve Ümit’e top indirmek arasındaydı. Denizlispor gibi iyi ve kalabalık kapanan takımlara karşı cepheden geliştirilecek ataklar kadar kenarlara inerek defansı dengesiz yakalamak da bir alternatifti. Üstelik Hakan Şükür sahadayken bu çözümün daha efektif sonuçlar doğurması büyük olasılıktı.
Neticede ilk yarının bitimine kadar Galatasaray maçta üstünlüğü ele geçirebilecek bir taktik hamle yapmadı. Sağ kanatta Sabri fırsat buldukça Barış’a destek vererek bindirmeler yaptı ancak sol kanatta Arda’nın yerini kaybederek oynaması Volkan’ın hücumlara katılmasını engelledi. Zaten üçlü orta saha yapılanmasının kanatlarda doğurduğu zafiyet futbol düşünürlerince çokça masaya yatırılan bir konuydu.
İkinci yarının çok büyük bir kısmı Denizlispor yarı alanında oynandı. Yeşil-siyahlıların bu mahkûm futbolu temelde iki nedene bağlanabilir. Bunlardan birincisi sakatlıktan çıkan Yusuf’un fizik olarak oyundan düşüşü, diğeri de Güvenç Kurtar’ın Kratochvil ve Bülent’in sakatlıklarından doğan zorunlu oyuncu değişiklikleri sebebiyle hamle şansının kalmaması. Bu sebepler yüzünden ikinci yarıyı kalesine yaslanarak oynayan Denizlispor’un tek puan alma şansı kişisel hata yapmadan oyunu bitirebilmesiyle mümkündü. Bu arada Galatasaray kenar yönetimi de Ayhan, Serkan ve Nonda’yı oyuna alarak üç puana giden tüm riskleri aldı, cesur hamleler yaptı. Hatta 88.dakikadaki gole kadar Servet’i de ileride bir forvet oyuncusu gibi kullanan Akcan, bu oyun içi hamlesinin ödülünü Souleymanou’nun büyük hatasında Servet’in attığı golle aldı. Futbol kariyeri boyunca böyle inanılmaz hataları çokça yapan Denizlispor kalecisi aslında oldukça iyi bir performans gösterdiği karşılaşmayı “takımını yıkan adam” olarak tamamladı. Dürüst bir yorumla ikinci yarıdaki futboluyla Denizlispor’un puan almayı hak etmediğini de belirtmek gerekiyor. Güvenç Kurtar’ın oyuncu değişiklik hakkı kalsaydı özellikle Galatasaray’ın savunmada Emre ile tek kaldığı periyodu iyi değerlendirebileceğini düşünüyorum.
Her şeye rağmen Galatasaray aldığı bu çok kritik 3 puanla 28.haftada oynanacak Beşiktaş-Fenerbahçe derbisi öncesi büyük bir avantaj yakaladı. Bu tip kritik galibiyetler kimi zaman şampiyonlukta belirleyici olabiliyor. Özellikle de Hasan Kabze’nin Beşiktaş’a attığı o kritik golü hatırlayacak olursak…
Denizli ekibinin kalesinde Souleymanou’yu izledik. Defans bloğu Bülent, Kratochvil, Fatih ve Carlos Alberto’dan kurulmuş önlerine de Tomas Abraham yerleştirilmişti. Önlerindeki dörtlüyü oluşturan isimler J.Cesar, Güray, Serhat ve Hasan’dı. En uçtaki isim emektar Yusuf Şimşek, forvet bölgesinde topu tutmak ve geriden gelen Denizlispor’lu futbolculara top dağıtımıyla pozisyon hazırlamak üzere görevlendirilmişti.
İlk yarıda sahaya istediğini yansıtan takımın Denizlispor olduğunu söyleyebiliriz. Sarı-kırmızılı rakibini orta sahada kalabalık karşılayan Denizlispor, Galatasaray’ın oyununu bozmayı başardı. Genel karakteristiği itibariyle uzun toplarla oynamayı seven yeşil-siyahlılar Galatasaray önünde de bu anlayışlarından vazgeçmediler. Ancak Yusuf’un hava toplarındaki etkinliğinin sıfıra yakın olması dolayısıyla çoğu pozisyonda top duvara çarpmış gibi kendi sahalarına döndü. Güvenç Kurtar’ın talebeleri ancak Yusuf’u topla buluşturup Güray ve Serhat’ı tehlike bölgesine gönderebildiklerinde tehlikeli oldular. Bu anlardan biri olan 24.dakikada Yusuf’un hazırlayıp Hasan’ın gole çevirdiği pozisyon Galatasaray’ın maçta 1-0 geriye düşmesine yol açtı. Golden sonra risk alarak rakip kaleye yüklenmeye çalışan sarı-kırmızılılar, oyunu kanatlara yaydıkları ilk pozisyonda rakip defansın dengesini bozmayı başardılar. Bu dakikada sol çizgiye inen Arda'nın ortasını iyi değerlendiren Okan Buruk kafayla topu ağlara göndererek maçta eşitliği sağladı. Galatasaray açısından bu golün yarattığı ikilem 4-3-1-2 ile Arda’yı 10 numara gibi kullanmak ve 4-4-2’den kanatları çalıştırarak Hakan ve Ümit’e top indirmek arasındaydı. Denizlispor gibi iyi ve kalabalık kapanan takımlara karşı cepheden geliştirilecek ataklar kadar kenarlara inerek defansı dengesiz yakalamak da bir alternatifti. Üstelik Hakan Şükür sahadayken bu çözümün daha efektif sonuçlar doğurması büyük olasılıktı.
Neticede ilk yarının bitimine kadar Galatasaray maçta üstünlüğü ele geçirebilecek bir taktik hamle yapmadı. Sağ kanatta Sabri fırsat buldukça Barış’a destek vererek bindirmeler yaptı ancak sol kanatta Arda’nın yerini kaybederek oynaması Volkan’ın hücumlara katılmasını engelledi. Zaten üçlü orta saha yapılanmasının kanatlarda doğurduğu zafiyet futbol düşünürlerince çokça masaya yatırılan bir konuydu.
İkinci yarının çok büyük bir kısmı Denizlispor yarı alanında oynandı. Yeşil-siyahlıların bu mahkûm futbolu temelde iki nedene bağlanabilir. Bunlardan birincisi sakatlıktan çıkan Yusuf’un fizik olarak oyundan düşüşü, diğeri de Güvenç Kurtar’ın Kratochvil ve Bülent’in sakatlıklarından doğan zorunlu oyuncu değişiklikleri sebebiyle hamle şansının kalmaması. Bu sebepler yüzünden ikinci yarıyı kalesine yaslanarak oynayan Denizlispor’un tek puan alma şansı kişisel hata yapmadan oyunu bitirebilmesiyle mümkündü. Bu arada Galatasaray kenar yönetimi de Ayhan, Serkan ve Nonda’yı oyuna alarak üç puana giden tüm riskleri aldı, cesur hamleler yaptı. Hatta 88.dakikadaki gole kadar Servet’i de ileride bir forvet oyuncusu gibi kullanan Akcan, bu oyun içi hamlesinin ödülünü Souleymanou’nun büyük hatasında Servet’in attığı golle aldı. Futbol kariyeri boyunca böyle inanılmaz hataları çokça yapan Denizlispor kalecisi aslında oldukça iyi bir performans gösterdiği karşılaşmayı “takımını yıkan adam” olarak tamamladı. Dürüst bir yorumla ikinci yarıdaki futboluyla Denizlispor’un puan almayı hak etmediğini de belirtmek gerekiyor. Güvenç Kurtar’ın oyuncu değişiklik hakkı kalsaydı özellikle Galatasaray’ın savunmada Emre ile tek kaldığı periyodu iyi değerlendirebileceğini düşünüyorum.
Her şeye rağmen Galatasaray aldığı bu çok kritik 3 puanla 28.haftada oynanacak Beşiktaş-Fenerbahçe derbisi öncesi büyük bir avantaj yakaladı. Bu tip kritik galibiyetler kimi zaman şampiyonlukta belirleyici olabiliyor. Özellikle de Hasan Kabze’nin Beşiktaş’a attığı o kritik golü hatırlayacak olursak…