Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

05 Mayıs '07

 
Kategori
Yemek - Mutfak
 

Starbucks Etiyopya'ya telif ödeyecek

Starbucks Etiyopya'ya telif ödeyecek
 

Çok değil daha birkaç gün önce “Paradoxurus’un Poposundan Kopi Luwak İçer miydiniz?” başlıklı bir yazı* kaleme almış ve “kahve” kültürü hakkında birkaç temel konuya değinmiştim. Meşhur ve küresel kahve restoranları zinciri Starbucks’ın yetkilileri sesimi duymuş(?!) olacak ki Habeş kardeşlerime kahveleri için telif hakkı ödemeyi kabul etmişler. Birkaç gün önce, daha doğrusu ben yazımı yayınladığım günün ertesi günü, NTV Radyo’da dinledim ve gülümsedim kendi kendime.

Bir kere daha tekrar etmeliyim ki yeryüzünde milyonlarca tiryakisi olan kahve bitkisinin anavatanı, Etiyopya’nın güney kesimlerindeki yüksek rakımlı yaylalardır. Oradan da zamanla Yemen, Arap Yarımadası, Mısır gibi ülkelere yayılmıştır.

Dünyadaki en büyük kahve satıcısı derseniz de hiç şüphesiz, sorunuzun doğru cevabı Starbucks Kahve Restoran zincirleri olacaktır. İlk olarak Amerika’da, 1971 yılında, Seattle’da açılmıştır. 1982 yılında, firmanın bugünkü sahibi Howard Schultz, Starbucks’a satış ve pazarlama sorumlusu olarak girmiş ve 1987 yılında da firmayı satın almıştır.

Schultz, patron olduktan sonra ilk iş olarak firmanın ismini “Starbucks Corporation” olarak değiştirmiştir. İsim, Melville’in dünya klasiği eseri “Moby Dick”in kahramanlarından, “Kaptan Starbuck”tan alınmadır.

Starbucks’ın, şu anda dünya üzerinde yaklaşık on üç bin bayii bulunmaktadır. 2006 Yılı gerçekleşen cirosu 7 milyar 900 milyon dolar civarında olup; yıllık reklam portföyü ise 20 milyon dolar kadardır. Karının %78’ini içeceklerden sağladığı bilinmektedir.

Starbucks ile ilgili gerçekten enteresan birkaç bilgi daha vermem gerekirse, bu dükkanlardaki toplam kahve çeşidi 19000 adet civarındadır ki bu muazzam bir rakam, inanılmaz ve emsali bulunmayan bir mönü çeşitliliğidir.

Her gün, dünya üzerinde 3,6 milyon kişinin, sabahları güne Starbucks kahvesi içerek başladığı tahmin edilmektedir.

Bundan daha beş sene öncesinde, 800 civarındaki restoranında, müşterilerine kablosuz internet servisi sağladığı; kontörlü alışveriş kartı uygulamasına geçtiği; yardımsever görünmek için az gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde hastaneler yaptırdığı; 11 Eylül, ikiz kuleler saldırılarında, orada kurtarma görevi yapan itfaiye ekiplerine parayla su sattığı için tepkileri üzerine çektiği, daha sonra durumu telafi etmek adına bir sürü hayır kurumuna milyonlarca dolar para bağışladığı bilinen diğer ilginç notlar, Starbucks hakkında.

Gelelim bu Etiyopya ya da diğer adıyla Addis Ababa başkentli Habeşistan meselesine. Önce birkaç çarpıcı rakam: Starbucks’ın 2006 yılı cirosunun 7,9 milyar dolar olduğunu yukarıda belirtmiştim. Yetmiş milyon nüfuslu (ülkemiz kadar) bir ülke olan Etiyopya’nın 2006 yılındaki toplam milli geliri ise sadece 6,9 milyar dolardır. Habeş ülkesindeki insanların ortalama kazançları, yani kişi başına düşen yıllık milli gelir rakamı, çok acıdır ki 100 dolar civarındadır.

Starbucks, Etiyopya’dan, kilosunu yaklaşık 1,5 dolara aldığı kahveyi, işleyerek 50 dolara satmaktadır. Bir başka deyişle iki kilo kahve sattığında, bir Habeşi’nin bir yılda kazandığı parayı kazanmaktadır.

Yetmiş milyonluk Etiyopya nüfusunun yaklaşık on beş milyonluk bölümü, doğrudan kahve üretiminde çalışmaktadır.

Bu çarpıcı bilgileri yan yana koyduğumuzda ortaya çıkan manzarayı yorumlamak dahi insanın içini acıtmaya yetecektir sanıyorum. İşte bu nedenle uzunca bir süredir dünya devi Starbucks ile Etiyopya’lı yetkili ve üreticiler arasında telif ve patent hakkı ile ilgili hukuki ve sosyal mücadele devam etmekteydi. Habeşi’ler, Starbucks kanalıyla dünyanın neredeyse tamamında satılan “Etiyopya Kahvesi” üzerinde isim hakları olduğunu savunuyorlar, uluslararası sivil toplum kuruluşlarının da desteğini arkalarına alıyorlardı.

Çalışmalar sonuç verdi ve telif hakkı ödemek konusunda karşılıklı bir anlaşmaya varıldı. Anlaşmanın ayrıntılarını bilemiyorum. Belirttiğim gibi bu son gelişmeyi de bir haber kanalının radyosunda dinledim. İnternette biraz aradım ama herhangi bir bilgiye de ulaşamadım ayrıntılar hakkında.

Umarım ki kara Afrika’nın, kara derili ve kara yazgılı bu insanlarının yaralarına bir miktar da olsa merhem olacak bir sonuçla nihayetlenecektir bu mücadele. Bizler de en azından biraz daha vicdanlarımız rahatlamış olarak içebileceğiz caanım Etiyopya Kahvelerimizi.


* http://blog.milliyet.com.tr/Blog.aspx?BlogNo=37661

 
Toplam blog
: 898
: 3759
Kayıt tarihi
: 09.06.06
 
 

İzmir'de yaşıyorum.    Çok uzun yıllar öncesinden başlayıp, hiç ara vermeden bugünlere kada..