Şu "çorap" meselesini yirmi gün önce yazmıştık!

Hey büyük Allah’ım; daha neleri göstereceksin bize şu üç kuruşluk dünyada. Efendim, tekrar edelim; bu çorap meselesi mühim meseledir. “Alt tarafı çorap yahu” deyip geçemezsiniz. Sonra Allah muhafaza karizmayı toparlamanız on senenizi alır.

Geçtiğimiz, mübarek, 12 Eylül günü yayınlayıp, okuyucularımla paylaştığım “Çorap Renginizi Nasıl Alırdınız?” başlıklı yazımda çorap konusunun önemini, inceliklerini ve bana göre doğru ve yanlışlarını irdelemiştim. Galiba, alicenap hükümetimizin çok değerli Milli Eğitim Bakanı Sayın Hüseyin Çelik yazılarımızı okumuyor olmalı ki görüşlerimizden istifade edememiş ve müthiş bir estetik faciasının faili olmuş, üstüne üstlük ilkokul çocuklarının giysilerine adlarını yazdırdıkları gibi bir de baskı etiket ilave ettirmiş muhteşem çoraplarına. Hey büyük Allah’ım daha neleri göstereceksin bize şu üç kuruşluk dünyada.

Efendim, tekrar edelim; bu çorap meselesi mühim meseledir. “Alt tarafı çorap yahu” deyip geçemezsiniz. Sonra Allah muhafaza karizmayı toparlamanız on senenizi alır. Bakın sözkonusu yazımızda yirmi gün önce, sanki bize malum olmuş gibi, özellikle erkekleri ilgilendiren paragraflarımızda neler demişiz:

“Dünya modacılarının, yıllardan beri bitmeyen tartışmasıdır; çorap rengi pantolonla mı aynı tonda olmalı, ayakkabı ile mi uyum göstermelidir? Ayakkabı da pantolon da aynı tonsa problem yok, ya farklı ise?

Bir düşünün bakalım siz nasıl tercih ediyorsunuz? Sakın ola ki bugüne kadar hiç böyle bir şey aklıma dahi gelmedi falan demeyiniz. Unutmayınız ki mükemmellik ayrıntılarda gizlidir. Gayet şık ve kaliteli bir dış giyim kombinasyonunuzu, tamamen yanlış bir çorap seçimi ile mahvetmeniz işten bile değildir.

Dedik ya, dünya modacıları bu sorunun doğru cevabını bulabilmiş değiller. Her iki tercihin de hatırı sayılır sayıda savunucusu var. Benim naçizane düşünceme göre, çorap rengini pantolon rengi ile kombine etmek daha doğru. Netice itibarıyla çorap da diğer dış giyim ürünleri gibi konfeksiyon kalemlerinin bir parçası. Ayakkabı daha farklı bir kulvardan geliyor. Ancak ayakkabı ile tonlanmış bir çorap rengi ile tamamlanan kreasyon da bence kesinlikle sırıtmayacaktır. İlla ki biri olmalı diğeri facia olur gibi bir düşünceye de sahip değilim.

Peki bu konudaki facialar neler olabilir? Öncelikle, beyaz çorap. Beyaz çorabı, beyaz ve çok açık krem rengi takım ve pantolonların dışında kesinlikle kullanmayınız. Resmi takım elbiselerle, özellikle de koyu renk tercihlerinde kesinlikle baklava dilimli çorapları tercih etmeyiniz. Bu tarz çorapları ekose spor gömlek ve keten pantolon kombinasyonlarınızda, daha spor çizgileri olan rahat bir ayakkabı ile kullanabilirsiniz.

Erkek çoraplarının konç kısımlarının kesinlikle uzun olmasına dikkat edilmelidir. Bacak bacak üstüne atmış bir beyefendinin çorabının üst kısmından teninin görünmesi kadar itici bir manzara olamaz.

Çok renkli çorap tercihlerinizde, mutlaka kombinasyondaki renkler içinde hem ayakkabı hem de pantolon rengini arayınız. Çok renkli çorap giymek tehlikeli bir iştir. İyi bir varyasyonla çok şık neticeler alabilirsiniz ancak kreasyonunuzu mahvetmeniz de işten bile değildir.”

İşin bayanlarla ilgili olan kısımları ile yazımız devam edip gidiyordu. Sayın Bakan’ın tutup bir de çorabının altına ismini yazdıracağını öngörebilseydim, vallahi de uyarırdım billahi de. Bu kadarını inanın ben de tahmin edemedim. Cehaletime veriniz efendim.

Birçok gelişmiş ülkede; gerek yasalarla gerekse teamüllerle çerçevelenen kural ya da alışkanlıklara göre belirli bir yaş grubunun dış giyim giysilerine, ilave bir isim etiketi takılma uygulaması vardır. Konfeksiyon ihracatçıları bunu “name etiketi” olarak bilirler. Bu uygulama da on dört yaşa kadar gerçekleşir. Çocuk kaybolur, kaza geçirir, başına bir iş gelirse kimlik tespiti açısından düşünülmüştür.

Mutluluk endeksimiz yine tavan yaptı, ne diyelim: Allah razı olsun.

Not: Yukarıdaki fotoğraf www.stargazete.com adlı siteden alınmıştır.