Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

18 Temmuz '09

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Susun, günü gelene kadar

Susun, günü gelene kadar
 

Dün yine Şener Şen’in ‘Namuslu’ filmini izledim. Nedense, bu filmi izlemeye doyamıyorum. Filmi izleyenler hemen hatırlayacaklardır. Şener Şen işinde gücünde, sahtekarlık, hinlik bilmeyen namuslu mu namuslu bir mutemedi canlandırmaktadır. Şirket çalışanlarının maaşlarını ödemek üzere bankadan paraları çektiği bir günde soyulur. Herkes bu işi mutemedin kendi tezgahı olduğunu ve paraları sakladığını zannetmektedir. Çalıntı paraların seri numaraları alınmış olduğundan bu paranın hemen harcanmaması gerekmektedir. Bu nedenle mutemedi zorda bırakmamak ve paradan pay alabilmek için patronundan mesai arkadaşlarına, mahallesindeki bakkalı, manavından konu komşusuna kadar herkes iki de bir Şener Şen’in orasına burasına para sıkıştırmaktadırlar. Ve bunu yaparlarken hepsinin söylediği o meşhur söz kulaklarımda hala çınlıyor: Al şunu, günü gelene kadar.

Buradan nereye geleceğim? Tabi ki günümüze.

AKP hükümeti kurulmadan öncesini hatırlıyorum. Her Cuma namazından sonra toplanan guruplar vardı ya hani? Türbana özgürlük diye bağırıyorlardı. Arada bir de şeriat isterize gelen sloganlar atarlardı. Hiçbir Cuma namazını atlamadan aynı yığınlar toplanır ve türban için yürürlerdi. Bu olaylar artık ülkenin ‘Geleneksel Türbana Özgürlük Yürüyüşü’ haline gelmişti neredeyse.

Sonra ne oldu? 2002’de AKP geldi. Ve AKP iktidarındaki 7 yıl içinde ne türban için yürüyen var, ne şeriat isteyen. Meydanlar boşaldı, Cuma günleri sıradan bir gün haline geldi.

Peki ne oldu da 2002 yılına kadar her Cuma düzenlenen ‘Geleneksel Türbana Özgürlük Yürüyüşü’ birdenbire rafa kalktı ve organizasyon komitesi ortalıkta görünmez oldu.

Türbana özgürlük mü geldi?
Kamu kurumlarında türbanlılar çalışmaya mı başladı?
Üniversitelere türban ile girilebilir mi oldu?
ÖSYM, düzenlediği sınavlara girişte türban serbestliği mi getirdi?
Ya da ülkeye şeriat mı geldi de bizim haberimiz yok?

Hayır, hiçbir değişiklik olmadı. Ama birilerine ‘Susun’ denildi. ‘Susun, günü gelene kadar.’

Bütün devlet kurumlarına yerleşiyoruz, susun.
İşte Cumhurbaşkanlığı bizde, susun.
Üniversitelere kendi rektörlerimizi atıyoruz, yakında hepsi bizimdir, susun.
Yandaşlarımızı kollayıp bütün ihaleleri, hazine arazilerini onlara veriyoruz, susun.
Onlar zenginleştikçe diğerleri bu piyasada tutunamayıp ya bize geçecekler ya da silinip gidecekler nasılsa, susun.
İlköğretim okulları ve liselerde kadrolaşmalar tamam, susun.
Bizim televizyon kanallarını seyredin ve bizim gazeteleri okuyun, susun.
İnsanlar yeni kuracağımız düzeni yıkmak için bir araya gelemesinler diye onları sen Kürtsün, sen Askersin, sen Atatürkçüsün, sen şusun, sen busun diye bölüp çatıştırıyoruz, susun.
Ne olur ne olmaz, belki önümüze taş koyarlar diye askeri tarafa da önlemler alıyoruz, susun.

Az kaldı sona yaklaşıyoruz. Susun, günü gelene kadar.

 
Toplam blog
: 41
: 671
Kayıt tarihi
: 11.02.07
 
 

1972 doğumluyum ve bir bankacıyım. Hayatım boyunca en büyük hayalim bir yazar olmaktı. Ama, Türkiye'..