Tadına doyum olmaz...

Kabak tadı verdi, artık şu hergün yediğimiz yemekler...

Hep aynı şeyler...

Kabak tadında olmayan bir tat arayanlara, bugün önerim “kabak”...

Kabak aslında mükemmel besin değeri olan bir sebze; ancak hergün hergün yendiğinde deyimlere bile girmiş şekliyle sıkıverir insanı....

Bodrum’un sakin koylarından birindeyim....

“Nirvana”ya ulaştım, ulaşacağım...

Açılmış cümle alem kabak çiçeği gibi, sahilde...

Ege’de ve Girit mutfağının en mükemmel çeşitlerinin yapıldığı İzmir’de yaşıyor olmama rağmen daha önce hiç görmediğim, adını duymadığım, tatmadığım bir yemek geliyor masama.

Kabak çiçeği dolması....

Şu tadı kaçmış kabağın üstünde yetişen sarı, içindeki poleninin aroma kattığı, narin bu çiçek, her sabah gün doğmadan toplanır....

Aromatik poleninin kokusu gitmesin diye yıkanmadan şöyle bir içine bakılır, bir canlı var mı içinde diye... Temizlenir...

İç malzemesi hazırlanır...

Nasıl mı?

Sonrası, pansiyonun sahibinin eşinin sırrı....

Bir aile pansiyonunda tatil yapmak gibisi yoktur. Tatil boyunca siz de o ailenin bir ferdi oluverirsiniz.

Mutfakta eş, serviste çocuklar, yönetimde baba vardır.

Mutfaktaki eş harikalar yaratıyorsa deymeyin o tatilin keyfine....

Ben de kabak çiçeği dolmasıyla işte mutfaktaki “Gülsüm” sayesinde tanıştım ve bu lezzetin müptelası oldum.

Bir zeytinyağlı soğuk yemek “kabak çiçeği dolması”...

Ege’nin kendine has zeytinyağının ve natürel yoldan elde edilen malzemenin bir araya getirilmesidir belki de Bodrum’da yediğim bu yemeğin sırrı....

Ya da Gülsüm’ ün elinin kıvamı...

Çünkü Bodrum’da yediğim kabak çiçeği dolmasının tadını başka hiçbir yerde bulamadım....

Tatmayanlara önerilir....

Tadına doyulmaz lezzetlerden mahrum kalmamamız ve kabak tadında bir yaşamınızın olmaması arzusuyla....

adıArzuliden....