Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

11 Kasım '15

 
Kategori
Şiir
 

Tanrının mürekkebi

Tanrının mürekkebi
 

Soğuk takvim yapraklarına sarılarak uyudum.
Vurgun yediğim, mahkum düştüğüm zehir gecelere kustum.
Vakitlice hissettiğim bu kara toprak telaşı ölmeli asıl.
Gömülmeli kurşunlar tam sen yanıma hedef vuran.
Sokaklar sessizliğine kavuştu ve sen neredesin bilmiyorum.
Islak dudakların hevesini kaybetmiş olmalı.
Yırtık sözlerini tutamıyorsun onca metreden bu yana.
Tanrının mürekkebi yetmemiş seni yazmaya.
Yarım kalıyorsun, yarım yamalak.
Hangi sayısındasın kutsal kitapların? hangi cümlesinde?
Hangi peygambere kafa tutuyorsun yoksul romanlarında?
Seni sevmiyorum.
Adını yazdığım ağaç gövdelerinden anla bunu.
Sarhoşum, dizlerim birbirine dolanıyor.
Kelimeler birbirine girmiş, büyüyor tartışması anlatamadıklarımın.
Dönmüyor dilim öpmeye sesini.
Kusur buluyorlar bende, hepsi yalan.
Yalancı insanım diye sıraya girmiş sabah yolcuları.
Dünüm gitti yaramaz martıların peşinde.
Ve belki unutamam da hiçbir hatırayı gitmedikçe gölgesi.
Ellerim buz gibi.
Üşüyor muyum, saçma.
Sinirlerim laçka.
Ağlıyor muyum yoksa.
Saçma.
Bırak.
Sarılamaz dudaklarım dudaklarına.
Avutması güç intihara meyilli tenlerimizi.
B.k gibi içim.
Bir de inanır mısın bu bir sebep değil artık.
Tanrıyı sevişirken bastılar.
Hatırlama bu kısmını evrenin.
Tanrıçalar neler doğuracak bugün bilir misin?
Bir insan.
O insan eteklerini toplayıp denizde ıslatacak ayaklarını.
Kimse duymayacak şıkırtısını üzerimize dağdırdığı yağmurun.
Hayır erimiyorum.
Dönmüyorum başladığım yere.
Aşk rüzgarında savrulmuyorum, göçüp gitmiyorum kuşlar gibi,
korkup kaçmıyorum.
İçimden gidiyorum.
Tanrı beni bekliyor.
Rüyalardayım,
düşüyorum.
Günahlardayım,
küsüyorum.
Sere serpe bir şehir olmuşum,
sonbaharım,
soluyorum.
 
Toplam blog
: 23
: 117
Kayıt tarihi
: 13.01.15
 
 

Sakarya Üniversitesi-Spor Bilimleri Fakültesi  Şair olma telaşında. ..