Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

03 Aralık '08

 
Kategori
Haber
 

Taş ve sopa... Öğrencilere ne güzel yakışmış (!)

Taş ve sopa... Öğrencilere ne güzel yakışmış (!)
 

İnsan, bir geziye çıkacağı zaman, genellikle önceden görmediği yeni bir yere gitmek ister. İlk kez karşılaştığınız manzaralar, ister yemyeşil bir doğal görüntüye sahip olsun, ister çorak bir arazi olsun, size hep ilginç gelir.

Dönüşte aynı panorama çekiciliğini oldukça kaybetmiştir. Hele ikinci kez gittiğinizde artık her şey sıradandır.

Bilinmeyen bir yolun sürpriz virajları ve tehlikeli noktaları da insanın başına belâ olur. Birçok sürücünün zarar görmeden kurtulamadığı bu yerlerden ikinci kez geçerken, öyle tedbirli olursunuz ki, hafızanızda bu kadar net bunun nasıl yer ettiğine siz de şaşarsınız.

Önünüzde seyreden her şeyden habersiz bir sürücünün az sonra karşılaşacağı durumu düşündükçe de endişelenir ve üzülürsünüz.

*****

Akşam haberlerinde Ankara Dil Tarih Coğrafya Fakültesi’nde yaşanan gerginlik haberini duyunca bunları düşündüm. Haberi sunan muhabirin ve spikerin, üzerine basa basa “sağ görüşlü” “sol görüşlü” ifadelerini kullanmasına da hayli şaşırdım.

Haber; “Provakatörler işbaşında” uyarısıyla başlamasına ve “bir tarafta falan partili, öbür tarafta filan partili öğrenciler toplandılar” şeklinde devam etmesine rağmen, sonradan çatışan öğrencilerin “sağcı” ve “solcu” olarak nitelendirilmesi, eğer kasıtlı olarak yapılmadıysa büyük bir talihsizlikti.

Bu tür karışıklıkları çıkaranların, bu terör olaylarını yaratanların, ülkeyi geliştirmek, topluma fayda sağlamak gibi bir niyetleri maalesef yoktur. Onların tek amacı gerginliği artırmak, provokasyon yaratmak ve vatandaşı birbirine düşürmektir.


Kalem defter yerine eline taş ve sopa alan, üstelik bununla sınıf arkadaşına veya okul arkadaşına saldıran bir öğrenci profili bana öyle itici geliyor ki...

Yeni yetişen gençler, bu çatışmaları bir macera, bir heyecan olarak görseler de, hatta yapılan provokasyonlara kapılıp, bir öğrenci olarak ellerindeki ilkel silahlarla kendilerini bir kahraman zanetseler de, 12 Eylül öncesini yaşayan aklı başında herkes, “bu filmi daha önce izlediğini” unutmayacaktır.

Filmin sonu ne yazık ki çok acıklıdır. Ölüm bilevardır, ama zerre kadar bir fayda yoktur. Ne sağcıya, ne solcuya…

Otuz - kırk bin gencimizin hayatını kaybettiği o karanlık 70’li yıllardan, “ülkenin kazancı” diyebileceğimiz tek bir olumlu örnek göstermek mümkün müdür?

Normal vatandaşlar arasında, “sağ” veya “sol” görüşe sahip insanlar elbette olacaktır. Ancak aynı ülke vatandaşlarının, hangi görüşte olursa olsun birbiriyle kavga etmesi değil, birbirine yardım etmesi gerekir. Öyle değil mi?

Kavgayla bir yere varamayacağımızı ne zaman öğreneceğiz? İnsanları kışkırtarak, kötülükleri ön plana çıkararak nereye varacağız? Kriz çığırtkanlığıyla hangi sorunu çözeceğiz?

*****

Televizyondaki ilk haberi duyar duymaz bu yazıyı yazmaya başlamıştım. Tam şu anda haberlerin sonuna gelmişiz. Son haber doların düştüğü. 1.56’ya gerilediği şeklinde…

Şimdi size bir soru:

Acaba krizi, olduğundan fazla abartmasaydık, sadece gerekli tedbirleri almaya çalışsaydık, şu anda bulunduğumuz noktadan daha iyi yerde mi olurduk, yoksa daha kötü yerde mi?

Bütün kalbimle bu soruyu herkesin kendisine sormasını ve daha bilinçli bir vatandaş olmasını arzu ediyorum.

 
Toplam blog
: 859
: 979
Kayıt tarihi
: 21.06.06
 
 

Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi ve İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi mezunu, ekonomik..