Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

30 Ekim '09

 
Kategori
Siyaset
 

Tayyip bey destanı

Tayyip bey destanı
 

Kısıklıdaki villalar


Bana gelen E. Mailler arasında, Vatan gazetesi yazarlarından Sayın Necati Doğru’ya ait bir yazı var. Aynen aktarıyorum,

ERDOĞAN'IN VİLLAYA TAŞINMASI BİR DESTANDIR google_protectAndRun("render_ads.js::google_render_ad", google_handleError, google_render_ad); 24 Haziran 2009 08:21

Başbakan'ın ailesinin her ferdine İstanbul'un Kısıklı'sında ayrı ayrı 5 tripleks (üçer katlı) villa birden alarak 'villalı hayata' atlaması 'yenilmişliğin yenmişliğe dönüşmesi ve gelişmesidir.

Başbakan'ın villaya taşınması bir destandır!

Başbakan'ın ailesinin her ferdine İstanbul'un Kısıklı'sında ayrı ayrı 5 tripleks (üçer katlı) villa birden alarak 'villalı hayata' atlaması 'yenilmişliğin yenmişliğe dönüşmesi ve gelişmesi'dir.

Destanlık başarıdır.

Destanı yazılmalıdır.

Marşı da bestelenmelidir.

Nasıl ki Cumhuriyet’i ilk kuranların, yokluktan yoksulluktan kurtulmanın haykırışı olarak şair Behçet Kemal Çağlar ile Faruk Nafiz Çamlıbel’e sözlerini yazdırdıkları; “Çıktık açık alınla on yılda her savaştan (...) Demir ağlarla ördük ana yurdu dört baştan” diyen “10. Yıl Marşı” yazıldı, şimdi bunun yanına bir “80. Yıl Marşı”nı koymanın zamanıdır.

Yeni şairler bulunmalı. Yeni marş yazılmalıdır.

Sözleri şöyle olabilir:

“Çıplaktık! Hamama girdik nalınla!

Mağduriyeti yendik.

20 yılda... Villalarla ördük hayatı paha biçilmez malımla.” ***

Gerçekten de 20 yıl önce Başbakan, belediye başkanı olmadan önce, partisinin İstanbul İl Başkanı iken; tapusuz araziye ev yaptığı için kondusunu yıkmaya gelen dozerleri önce Atatürk posteri ve Türk bayrağı göstererek; olmadı taş atarak, zırhlar giymiş çelik kalkanlı polisi de geri püskürterek korumaya çalışan milyonlarca garipten-gurebadan biriydi.

15 yıl önce Kasımpaşa’da sahibinin adı Hasan Basri Yıldız (şimdi Denge Araştırma şirketinin Başkanı) olan 2 katlı kagir bir evde kiracı olarak oturuyordu. Sonra Üsküdar’a taşındı. Üsküdar’da Emniyet Mahallesi’nde partinin İstanbul İl Yönetim Kurulu üyesi ve gıda toptancılığından zengin Reşat Sözen’in binasında oturmaya başladı.

15 yıl rüzgar gibi geçti. İstanbul Çamlıca sırtlarında Allah’ın bahşettiği yeşil rengin ne kadar çok tonu varsa hepsinin bulunduğu ve Kısıklı halkının “yeşilin göbeği” diye tarif ettiği eski bir köşkün arazisinde yapılan 10 villadan 5’ine Başbakan talip oldu.

Haber halktan gizlendi.Fakat satın alındı villlalar. ***

20 yıl gibi kısa bir zamanda 2 katlı kâgir evden 3 katlı önünde yüzme havuzu, bahçe kapısında özel korumalı, sabah bülbül sesleriyle uyanılan villaya taşındı.

Başarı öyküsüdür.

Ne öyküsü be... Destandır...

Türkiye’de garipliğin-gurebalığın “kader olmadığının”, insanın hem politikanın en yüksek mevkilerinden biri olan başbakanlığa yükselebileceğinin, hem de zenginlerin cenneti dünyada inşa etme becerisinin somut adımı sayılan villalı hayata geçebileceğinin somut göstergesidir.

Başbakan ispatladı: Türkler başarabilir. Yenilmişliği yenebilir.

Türkiye’de bir aile babası, 20 yılda kiracı olarak oturduğu kagir evden kendi malı 1.5 milyon dolarlık villaya geçebilir.

Sadece kendisini değil, ailesini de villalı yaşama geçirebilir.

Bu, destan değilse nedir? ***

Başbakan nasıl başardı?

Ne yaptı, nasıl yaptı?

Kriz yılında villaya taşındı.

Anlatılmalı ve yazılmalıdır.

Gazetelere röportajı, üniversitelerin iktisat fakültelerine dersi, camilere vaazı konulmalıdır.

Yoksulluğun kökünü kazımak için “Başbakan’ın yenilmişlikten yenmişliğe dönüşüm modeli” her garibin, her gurebanın, her fakirin, her fukaranın bellemesi için “hızlandırılmış kurslar” düzenlenmelidir.

Az gelişmişliğin sosyolojisi üzerinde çalışan Hindistanlı profesörler açıkça söylüyor ki, yoksulluğu bitirmek için kitlesel eğitim şarttır. Dolasıyla Türkiye’nin önüne altın bir fırsat çıktı.

Uyarıyorum!

Fırsat araya gitmesin!

“Başbakan nasıl villalandı” adlı kitlesel eğitim dersi müfredata girsin.

Necati Doğru-Vatan

Sadece bu kadar değil.

Medyada çalkalanan oğlunun gemisi, sumen altı edilen trafik kazası, ve Amerika’da okutulan çocuklarının masraflarının bir arkadaşı tarafından karşılanışı;

Merak ettiğim bir şey var:

İsim ve mekan belirtilerek böylesine yaygınlaşmış gerçekler; acaba Başbakanın şakşakçıları tarafımdan bilinmiyor mu da onun peşinden yürüyorlar?

Ve gene merak ediyorum. Bu gerçekler muhalefet liderleri tarafından niçin halka anlatılarak, onun iç yüzü açıklanmıyor?

Yoksa tencere yüzün kara, benimki senden kara siyaseti mi güdülüyor? 30 Ekim 2009 Hilmi Polat

 
Toplam blog
: 104
: 722
Kayıt tarihi
: 11.04.07
 
 

6 Mayıs 1927 Simav doğumlu, İstanbul Yıldız Teknik Okulu’nun ( Bu günkü Yıldız Üniversitesi) son sın..