Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

29 Aralık '09

 
Kategori
İlişkiler
 

tek kullanımlık ölümdür aşk...

tek kullanımlık ölümdür aşk...
 

Günlerce görmediğim maşuk'um hiç beklemediğim bir yerde, hiç ummadığım bir anda karşıma çıkıverince içimdeki kiliseler bütün çanlarını çalar; Müslüman olduğunu hatırlayınca da utancından kıpkırmızı kesilirdi. Cep telefonunun, internetin, Facebook'un olmadığı 80'li yıllardaki platonik aşklar böyle karşılaşmalarla taçlanırdı. Sevgiliyle karşılaşmak bir hazine bulmak kadar değerliydi.

Şimdi sevgilinin aldığı nefesten, attığı adımdan bile anında haberdar oluyorsunuz. MSN'yi açıyorsunuz: çevrim dışı.. "Hım, , , Henüz eve gelmemiş." diyorsunuz ya da bilgisayrın başında bekliyorsunuz; MSN'nin o ilginç melodilii uyarılarının birinde onun nick'ini görmek istiyorsunuz

Facebook'taki genel akışa bakıyorsunuz sürekli.. Bir şarkı mı paylaşılmış yazı mı ya da durumunu mu güncellemiş... Online olanlara göz atıyorsunuz ikide bir... aradığımız yaren sohbete geldi mi?

Yanınızda olamayan sevgiliyi sürekli takip ediyorsunuz. Merak duygunuz bir türlü giderilmiyor. Onun her anına hakim olmak ne yaptığını bilmek istiyorsunuz. Bu sanal birliktelik bazen aşkınızı dinç tutuyor, bazen bitiriyor...

Bazen telefonla arıyorsunuz; telefonunu açmıyor. Senaryolar yazıyorsunuz. İçinizden diyorsunuz ki: "Şimdi işte de değil, yanında belki yeni flörtü var." Birden içinizi siyah soğuk bir bulut kaplıyor. Bazen de gönderdiğiniz mesajlar iletilmiyor. Yani telefon kapalı. Telaşlanıyorsunuz: "Ya şofbenden zehirlendiyse ya telefonun da şarjı bitmişse..."

Her an sevgiliye ulaşabilme imkanı, beraberinde onu kilometrelerce de uzaklaştırıyor....

Bu sefer böyle değil.

Senaryolar yazmıyorum. Paronayak kişiliğimi şizofren aşkım boğazlayıverdi....

Telefonum bir Mustafa, bilgisayarım bir başka Mustafa.... Ne zaman onunla karşılaşsalar ikisi de dünyanın en mutlu telefonu ve bilgisayarı...

Sen aradığında telefonunumun ekranında önce senin o gülümseyen fotoğrafın beliriyor. Telefonun klasik müzikli zil sesi birdenbire senin şarkı söyleyen sesine dönüşüyor. Hemen açmıyorum. Önce beni uzun uzun çağırmanı izliyorum. Pencereden sarkıp da çocuğunu hava kararadığı için çağıran anne gibi. Bu süreyi uzattıkça mutluluğum gerginliğe dönüşüyor. Ya dönüp giderse korkusu kaplıyor içimi. Telefonun yeşil tuşuna basınca kulağıma serin bir okyanus boşalıyor. Patlamamış volkana dönen kalbimi buza çeviriyor sesin..

Hep bu an'ı filme almak istiyorum. Bir kamera olsa bu anı çekse... Hemen bir aynanın karşısına geçip mutluluğumun fotokopisini çekiyorum. Seni özlediğim zamanlarda aynanın dibinde bitiyorum hep..

Bir saat de konuşssak sanki tek kelime etmemiş gibi hissediyorum. Yüklemi söylenmemiş binlerce öznesi ve nesnesi olan bir cümle.. Tek yüklemli bir cümle... Bütün sözcükler bu okyanusta kayboluyor, senin verdiğin serinlikle dağılmayı tercih ediyor. Ben sana bir sürü olay anlatıyorum; ama içimdeki ses tek yüklemli o sihirli cümleyi kuramıyor.

Herkes bana masalcı diyor. Evet ben yürekten yüreğe beyinden beyne gezen bir masalcıyım. Hatta sen bir gün: "Kardeşim sen de herkese masal yazmışsın ." deyip iğnelemiştin beni. Sana anlattığım masalların seni renklendirdiğini biliyorum. Sen rengârenk masal dünyamda tek renkten oluşan bir rüyasın. Bunu hissediyorsun ne var ki bu bir masal ve kahramanlar masala müdahale edemez...

Bir saat; bin yıl kadar uzun, bir saniye kadar kısa geliyor sen telefonu kapatacağın an. İdamı geciktirmeye çalışan bir mahkûmun celladını lafa tutması gibi uzatmaya çalışıyorum konuşmayı. Celladım oluyorsun o an.. Ben birkaç saniye daha uzatma çabası içindeyken nasıl oluyor anlamıyorum "iyi geceler" dilekleri arasında telefonu kapatıyoruz. Kasabın kurbanın boynuna bıçağı çaldığı an... Koyun kendi kanının akışını dinler.. Henüz bilinci kaybolmamıştır çünkü. Telefon kapanınca ben de kendi kanımın şırıltısını dinleyip bir kere daha ölüyorum.

TEK KULLANIMLIK ÖLÜMDÜR ÇÜNKÜ AŞK....

 
Toplam blog
: 114
: 1620
Kayıt tarihi
: 01.08.07
 
 

1964'te Ankara'da doğdum. Meslek lisesinin elektrik bölümünü bitirip fabrikada ve şantiyede çalıştım..