Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

09 Ağustos '11

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Televizyona bağlandım!

Ağrılarım yüzünden günlerdir evden çıkamıyorum ya, hani tek yaptığım yat, yat, yat!

Pek sevdiğim karpuz misali yatmalardan da daral geliyor haliyle, yat, yat… Nereye kadar vaziyetleri yani… Hal böyle olunca resmen televizyon izleyicisi oldum, iyi mi?

Akşam programları başlarken hafiften bir heyecan bile sarabiliyormuş insanı; “ahanda yeni bir dizi başlayacaktı bu akşam” tarzında…

Ne diyeyim, Allah insanı elden ayaktan düşürmesin!

Haa, bir de, vallaha kimseye muhtaç etmesin!

Yere saç tokan düşse alamıyorsun, hava çok sıcak, köpek yerlere yapışmış vaziyette, ayaklarını kaldırıp duvara dayıyor, ne hikmetse, çözemedim nedenini… Neyse… Köpeğini sevmek istiyorsun, eğilip sevemiyorsun!

Gariban sevilmek istiyor, patileri, kafası nereye denk gelir diye bilemediğinden, aynı zamanda ben de bilemediğimden eskisi gibi sarmaş dolaş olamıyoruz.

Oğlum yatak çarşaflarımı falan değiştiriyor, “Koş oğlum”, “Gel oğlum” birkaç defadan sonra, doğal olarak, onu geriyor; her işi yaptığı gibi bir duyguya kapılıyor ki, üçüncü bir “Oğlum…” seslenmesine karşılığı “Haa, yine ne var?” şeklinde oluyor!

Sürülecek ilaçlardan ben feragat ediyorum, sonrası “Ahh be annem, hatırlatsaydın ya!” tarzında oluyor, falan…

Evin halini anlatmama bile gerek yok sanırım, yakında belediyeye şikayet ederlerse şaşırmam!

Hal böyleyken kendimi televizyon ile avutmaya başladım.

İzmir sıcağı gecelerde klima esintisinde koltuk üstü tv durumları, yani…

“Çek bakalım” idi sanıyorum adı, bir yarışmaya denk geldim.

Kısa film çalışmalarını sunuyorlar, jüri de değerlendiriyor. Okan Bayülgen’i pek sevmezdim, aaa, adamın bir hoşuma giden mantık örgüsü, bir duygu seli varmış ki meğer; alnından öpesim geldi!

Hülya Avşar’a hep gıcık olurdum, yine oldum, ne yalan!

“Sıkıldım!” diyor ha bire, zart kesiyor!

Ayol, az biraz dur, bir sabret; emeğe saygı göster; ya da “Sıkıldım!” dışında bir başka açıklaman olsun…

Hoş, o jüriye alındığına göre şımarıklığını da yapacaktır, elbette!

Hah, işte, dedikoducu kadınlar gibi oldum.

Neden?

Çünkü evden çıkamıyorum, bu bir…

Kendimi eksik, yarım hissediyorum, bu iki…

Tek oyalanacak yer TV oldu, üç…

(Arkadaşlara ne oldu derseniz, öyle inim-inim inlerken yanında pek insan istemeyenlerdenim ben. Saklamak, gizlemek değil de, ya da kendini kötü halde göstermemek… Nasıl diyeyim, beni sevenlerin üzülmelerini istememek gibi bir şey…)

******

Artiz Mektebi için yazmıştım, fena geri tepti! Zira, sonraki ilk programda jüri “sıfır” gibi puanlar vererek ille de birilerini eledi!

Nazarım değdi zahar diyeceğim, cıkksss, “Maşallah” demiştim, içimden!

******

Sanıyorum sekiz yaşımdaydım, okula gidiyorken üç-beş arkadaş bir arada, önümüzde giden dört yaşlarında bir kız çocuğunu çok beğenmiştik.

Pat diye düşüp yere kapaklandı o beğendiğimiz kız, arkadaşlardan biri döndü ve pat diye “Mavi gözlüsün ya, kesin senin nazarın değdi!” dedi…

Allahım, ne üzüldüm, ne üzüldüm!...

Ne fena bir kızmışım diye kendime kızdım ki ne kızdım!

O suçluluk hali hiç yakamı bırakmadı; o nedenledir ki her beğendiğim şey için “Maşallah”, “Allah nazarlardan saklasın!” der, ilk bulduğum sert yere üç defa orta parmağım ile vurur, üstümden bir iplik kopartıp beğendiğim kişinin üstüne yapıştırırım!

Bunlar yetmez, dışımdan söylediklerim fazla abartılı olacak diye, en az üç-beş kere de içimden “Maşallah” falan derim.

Yıllarca mavi gözlü olmanın sıkıntısını böyle yaşadım.

Şimdi düşünüyorum da, o güzelim kız çocuğu rastgele de düşmüş olabilir, “Nazar ettin!” diye bana en çok yüklenen kişinin negatif enerjisinden dolayı da…

******

Dedikodu moduna dönersek, “Kavak Yelleri” de bitecekmiş, birkaç bölüm sonra…

“Ohh, nihayet!” diye neşeli çığlıklar atanlar varmış, oysa pek naif bir diziydi, yani “Kurtlar Vadisi” tarzı dizileri sevenlerin asla hoşlanacağı bir dizi değildi, lakin, insana insan olduğunu anımsatan dizilerden yana olduğumdan olsa gerek, pek severek izliyorum, doğrusu!

Mesela, “Canım Ailem” dizisini de izlemiştim, tadı hala damağımda…

“Şehnaz Tango” gibi…

“İkinci Bahar” gibi…

******

Neyse… Herkesin tercihi kendine… De… Yapacak bir şeyleri olmayan insanlar, aynen şu an benim yaptığım gibi, televizyon karşısında avunmaktalar.

Alnımı vurduğumdan dolayı yakın gözlüklerimi pek uzun saatler takamıyorum, dolayısı ile kitap da okuyamıyorum.

Kaburgalarımdan dolayı sandalyede de pek fazla oturamıyor, internet aracılığı ile pek fazla bir şeyler araştıramıyorum.

Tek alternatif TV olunca, elinde kumanda, o kanal senin, bu kanal da senin, gezin gezinebildiğin kadar!

Kendi acını unut, sıkıntını avut…

Ucunun kaçmaması önemli! Ahh, bir kaçırdın mı, kumanda elinde olsa ne yazar, seni kumanda eden bir TV var!

******

Azıcık dedikodu yapayım dedim, yüzüme-gözüme bulaştırdım!

Ayy, gıcık oldum Hülya Avşar’ın tutumuna diyecektim, ki, dedim.

Kendini olduğundan fazla göstermeye çalışanlara hep gıcık olmuşumdur da!

Kendini yetiştirenlere ise saygım sonsuzdur!

Hülya Avşar bu anlamda alkışı hak ediyorken, Türkan Şoray’da saraydan gelmemiştir; bu bağlamda Türk sinemasına baktığımızda, son dönemler dışında, pek benzer sıkıntılardan geçerek bulundukları yerlere gelmişlerdir…

Kendi kulvarlarında kalan sanatçılar hala alkışlanıyorlar; Hülya Avşar pek fazla kulvara el attığından, her el attığı alanda fazla iddialı olduğundan olsa gerek, itiyor!

******

Aman, neyse… Kimse ciddiye almasın, bu hallerim de geçecektir, inşallah, nihayetinde…

Gıcıklığım geçer mi?

Amannn, ne bileyim?

İnsanız eni-konu, kim bilir ne yaşarız da, kimleri daha iyi anlarız?

Misal, Demet Akalın’a karşı da bir antipatim vardı, geçenlerde bir tv programında rastladım, kıza bir kanım kaynadı, “Helal Demet” diyerek alkış tuttum kendi kendime…

Hayranım, insani yönlerini çekinmeden ifade edenlere!

******

Bu gidişle yakında “Alkışladıklarım / Kışkışladıklarım” diye bir seri başlatırsam şaşırmayın!

Yok… En iyisi bir an önce iyileşeyim!...

 
Toplam blog
: 1269
: 1343
Kayıt tarihi
: 18.09.07
 
 

İzmir, 1963 doğumluyum. Dokuz Eylül Üniversitesi İngilizce bölümü mezunuyum ve özel bir şirkette ..