- Kategori
- Öykü
Tesadüf (1)

Ne güzel bir gece diye düşündü, sahilde yürüyüş yapmak tüm günün yorgunluğunu alıp götürmüştü. Hep şaşardı , gündüz o kadar rüzgar varken gece nasıl bu kadar sakin oluyordu. Bir banka oturdu, dolunayın denizdeki aksini seyretti uzun uzun. Arkasındaki parktan neşe içindeki gençlerin gülüşmeleri geliyordu.
Hayatını düşündü, uzunca bir süredir yalnızdı Hülya'dan ayrıldıktan sonra kimseyle birlikte olamamıştı. Birden kalktı Taksim'e çıkıp biraz dolaşayım, bir barda iki tek atar döner bir güzel uyurum diyerek parktan çıktı.
Her zaman gittiği bara uğradı bir tanıdık yüz aradı ama yoktu , yalnızlığını paylaşmak ihtiyacı ile etrafına bakındı bir iki kelime edecek birini arıyordu ama tek başına oturan kimseyi göremedi. Oradan çıkıp İstiklal caddesinde yürümeye başladı. Severdi bu caddeyi, günün her saatinde hareketli ve canlıydı. Nereye gireyim diye düşünürken bir türkü bardan gelen buğulu bir ses, onu oraya yöneltti.
Ufak ama sevimli bir yer diye düşündü boş bir masaya oturup siparişi verdi. Sesin sahbini arıyordu ama sahnedeki bir erkek grubuydu ve biri de türkü söylemeye başlamıştı bile. Kimdi acaba onu buraya sürükleyen diye etrafına bakındı ama tahminde bulunamadı. Servisi getiren garsona usulca sordu " biraz evvel bir bayan sesi duymuştum ama..."
Garson " bir misafir bayan şu karşıki masadan" diyerek çaktırmadan işaret etti. Kalabalık bir masaydı ve üç tane bayan vardı. İçini tarif edilmez bir merak sardı. Acaba hangisiydi?
Çaktırmadan incelemeye başladı. Biri çok neşeliydi ve devamlı kahkakalar atıyordu, bu değildir diye karar verdi. O duygulu sesin sahibine nedense biraz hüzün ve sessizlik yakıştırmıştı...Diğerinin yaşı büyüktü , halbuki ses sanki daha genç birine ait gibi gelmişti. Geriye bir kişi kalmıştı ama ne yazık ki onun da arkası dönüktü...Canı sıkıldı ama yapacak birşey yoktu. İçkinden bir yudum alarak türküleri dinlemeye koyuldu. Çocuklar güzel söylüyordu, "iyi ki gelmişim " diye keyiflendi. Ne kadar zaman geçmiş pek dikkat etmemişti müzik birden halaya dönmüştü. Birkaç kişi hemen sahneye çıkıp halay çekmeye başladılar, içlerinde o kız da vardı... Nihayet görmüştü onu..."Tanrım ne kadar da güzel" diye kendi kendine söylendi. Ve işte o an aşık oluvermişti...Kalbi deliler gibi çarpmaya başladı, okul yıllarından beri hiç halay çekmemişti ama o kendini sahneye attı ve gruba katıldı.
Zamanın nasıl geçtiğini anlamadı , düşünmüş ve kararını vermişti. Onların kalkmasını bekleyecek ve çaktırmadan onları takip edecekti.
Ama kapıdan çıkarken kızın parmağındaki yüzüğü gördü ve öylece kalakaldı.
Tabii bu kadar güzel kızın evli veya nişanlı olması gayet doğaldı. Şansına küsüp evine döndü...
Devam edecek...