Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

02 Ağustos '09

 
Kategori
Futbol
 

TSYD turnuvası, yeniden

TSYD turnuvası, yeniden
 

Bugün Beşiktaş ile Fenerbahçe’nin Süper Kupa için buluşacak olması, 10 sene öncesine kadar futbolda en fazla heyecan duyduğum organizasyonlardan birisini hatırlattı bana.

On yıl öncesine kadar, bu ülkenin futbol kültüründe TSYD (Türkiye Spor Yazarları Turnuvası) oldukça ciddi bir yer tutyordu. Sezon başlamadan önce, 10 gün öncesi Çarşamba ile bir hafta önceki cumartesi , Pazar günleri oynanan üç büyükler arasındaki maçlar, oldukça zevkli, keyifli, iddialı bir futbol şöleniydi.

Zannedersem, ilk olarak Avrupa kupa serüveninin artık erken başlaması, ön eleme turlarının gündeme gelmesi, ardından ise üç büyüklerin bu turnuvaya bir hayır işi olarak görmekten vazgeçmesi, turnuvanın ömrünü sonlandırdı.

Turnuvada kötü sonuçlar elde eden takımın teknik direktörünün ve yönetim kadrosunun ve elbette futbolcuların lig başlamadan strese girmeleri de, kulüplerin bu organizasyona soğuk bakmaları için büyük bir etkendi.

Oysa bugünden bakınca, bu tip bir organizasyonun, Türk futbolunda bir geleneksel yarattığını, bir değer oluşturduğunu düşünüyorum. Bu nedenle bir kayıp olarak değerlendiriyorum. Ancak bence, bu tip bir turnuvasının eksikliğinin daha önemli sonucu, üç büyüklerde bir motivasyon eksikliğine neden olması. TSYD kupası daha önceki yıllarda, gerek takımları, gerek taraftarları lige hazırlayıcı bir fonksiyon üstleniyordu. Ciddi bir hazırlık turnuvasıydı ve taraftarlar lige, ligin en renkli parçası olan İstanbul derbisinden bir buket eşliğinde giriş yapıyorlardı.

Yeni transferlerin geldikleri takımın büyüklüğünü en somut şekilde bu turnuvada görüyorlardı. Yine bu turnuva, yeni transferlerin uyum sürecini kısaltıyor, lige girerken motivasyonlarını güçlendiriyordu.

Bu sene üç büyük takımın lig öncesi yaptıkları hazırlık maçlarına baktığımızda, eski yıllara göre çok az sayıda maç yaptıklarını görüyoruz. Beşiktaş takımı üç adet hazırlık maçı yaptı, 2 gol attı, 2 gol yedi. Bu akşam oynayacağı resmi maça kadar yaptığı hazırlık maçı bu kadar ve bu akşam sahaya ilk on birde çıkması beklenen yeni transferler, Matteo Ferrari, İsmail Köybaşı, Erhan Güven, Michael Fink. Toplam dört yeni oyuncuya büyük ihtimalle ilerleyen dakikalarda Nihat Kahveci’de katılacak. Neredeyse takımın yarısı yeni oyunculardan kurulu olacak ama bu oyunculardan bir takım oluşmasını sağlayacak sayıda yeterli hazırlık maçı yapılmış değil. Üstelik yeni oyuncuların nereseyde tamamı defans hattında ve bu hattın uyumlu birlikteliği ancak çok sayıda maç yapıp, deneyim kazanmakla mümkün olabiliyor.

Aynı şekilde Fenerbahçe’de de, bugün 3 yeni oyuncunun sahada olması bekleniyor. Oynayabilecek durumda olsa Mehmet Topuz’da kadroda olacaktı büyük olasılıkla. Fenerbahçe'de şu ana kadar şu ana kadar dört hazırlık maçı yaptı, bir tane UEFA Avrupa lig ön eleme maçı oynadı.

Bu durum, teknik direktörlerin ligin ilk on maçını hazırlık ve toparlanma süreci olarak gördüklerini gösteriyor. Çünkü geçmiş yıllarda takımlar en az yedi – sekiz hazırlık maçı yaparak sezona hazırlanır ve sezona bir takım şablonu oluşturarak girmeye çalışırlardı.

Oysa bugün Beşiktaş’da Ferrari – Sivok ikilisininin birlikteliğinden hiç de olumlu sinyaller alınmıyor, Türkiye liginin en pahalı sol beklerinden olan İsmail Köybaşı’nın o alanı ne kadar doldurup doldurmayacağı bilinmiyor. Delgado’suz bir orta sahanın, ne kadar yaratıcı ve rakip savunmaları aşıcı girişimlerde bulunabileceği kestirilemiyor. En azından, eldeki futbolcular bu potansiyele sahiplerse bile, bu potansiyeli açığa çıkaracak alışkanlıkları geliştirecek, uyumu sağlayacak bir süreci yaşamadıklarını biliyoruz.

Her şeye karşın bu akşamki maç lig öncesi büyük bir heyecan veriyor. Futbolu iyice özlediğimiz bugünlerde, ligin kokusunu bizlere hatırlatıyor. Sırf bu nedenle bile TSYD turnuvası benzeri bir organizasyonun yeniden düşünülmesinde fayda olduğunu düşünüyorum. Üstelik bu tip bir organizasyonun, günümüz koşullarında takımlara maddi anlamda ciddi katkıda bulunacaktır. Kötü ve eksik olanın sorunlarının sezon öncesinde açığa çıkmasında da kimsenin endişe etmemesi gerekir.

Bu akşama dair beklentim ise, işi Allah’a havale eden Mustafa Denizli’nin kaybedeceği, Daum’un ise, lige moralli girme istediği, bu motivasyon ile hırslandıracağı futbolcuları ile maçı alacağı yönünde.

Bu motivasyon unsurları dışında, Beşiktaş'ın görünen eksiklerinin ve sorunlarının daha büyük olduğunu düşünüyorum. Oturmamış ve yetenek düzeyi tam bilinemeyen bu defans yapısı ile kaybetmeye daha yakınlar.

 
Toplam blog
: 453
: 1826
Kayıt tarihi
: 14.11.06
 
 

36 güneş yılı. 27 yıl G.antep, 9 yıl İstanbul. İstanbul, 90’lı yıllarda yaşandı, bitti.  Hep şe..