Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

19 Kasım '06

 
Kategori
Dilbilim
 

Türk Dili Konuşan Ülkeler Devlet Başkanları Toplantısı

17 Kasım günü Antalya’da Türkiye Cumhurbaşkanı Sayın Ahmet Necdet Sezer’in ev sahipliğinde bir toplantı yapıldı. Toplantının adı Türk Dili Konuşan Ülkeler Devlet Başkanları 8. Doruk Toplantısı. Toplantıya başta Türkiye Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer olmak üzere Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev, Kazakistan Cumhurbaşkanı Nursultan Nazarbayev ve Kirgızıstan Cumhurbaşkanı Kurmanbek Bakiev katıldılar. Ozbekistan Cumhurbaşkanı Islam Kerimov ve Turkmenistan Cumhurbaşkanı Saparmurat Niyazov zirveye katılmadılar.

Toplantının adını biraz garipsediğimi söylemek isterim. Toplantının adı neden Türk Devletleri Başkanları Toplantısı değil de Türk Dili Konuşan Ülkeler Devlet Başkanları Toplantısı. Acaba toplantıya katılan Devlet Başkanlarının her biri ayrı bir Türk Devletinin Başkanı mı yoksa bu Devletler Türk Devleti değil de sadece Türk Dilini mi konuşuyorlar? Bilindiği gibi İngilizce konuşan Devletler veya İspanyolca konuşan Devletler gibi isimler kullanılmakta, ancak bu devletler bir İngiliz veya İspanyol devleti değillerdir. Örneğin İspanyolca konuşan devletler denildiğinde, İspanyol, Şili, Arjantin v.s. gibi Milletlerden bahsedilmekte, bir İspanyol milletinden bahsedilmemektedir. Halbuki yukarıda bahsedilen toplantıya katılan Devlet Başkanları her biri bir Türk Devletini temsil etmektedir. Bu nedenle bundan sonra yapılacak toplantının adının TÜRK DEVLETLERİ BAŞKANLAR TOPLANTISI olmalıdır.

İki devlet başkanının katılmamış olmasına rağmen toplantı, Türk Devletleri arasında ilişkilerin geliştirilmesi açısından gayet başarılı olmuştur. Elbetteki iki devlet başkanının katılması işbirliği açısından çok daha iyi olacaktı. Azerbaycan ve Kazakistan enerji açısından oldukça önemli iki devlettir. Bakü-Tiflis-Ceyhan petrol boru hattı ile bu ülkelerin petrolleri Avrupa pazarına akmaya başlamıştır.

Toplantıda Sezer, “Kars-Ahılkelek-Tiflis-Bakü demir yolu gibi Asya’yı Avrupa’ya bağlayacak yeni ulaşım yollarının kurulması, Türk dili konuşan ülkelerin küresel ekonomiyle bütünleşmelerine yarar sağlayacaktır” derken, Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev “Bu demiryolu, ülke halklarımız ve iş birliğimiz için lazımdır. Bu demiryolu Türk ve Azerbaycan halklarını birleştirecektir. Türkiye’yi Orta Asya’da Kazakistan ile birleştirecektir ve bu demir yolu, Asya ile Avrupa’yı birleştirecektir. Bu demir yolu bölgedeki barışın korunmasına faydalı olacaktır. Suni şekilde yaratılan sorunlar bizi bu yoldan çevirmeyecek, irademizi kırmayacak, aksine bizi daha cesur kılacaktır.” Cümlelerini kullanmıştır.

Kazakistan Cumhurbaşkanı Nursultan Nazarbayev ise düşüncelerini:

“Bizim bütünleşmemiz, bulunduğumuz coğrafyanın istikrarı, gönenci, ekonomik bağımsızlık ve istikrarlı gelişimine götürecek yoldur. Ancak bu durumda biz, Türk dünyasının parlak geleceğine sahip olabileceğiz. Türk dili konuşan devletler, 21. asrı büyük başarılara imza atarak başlattı. Ekonomi, siyaset ve uluslararası ilişkilerde büyük sonuçlara ulaştık. 21. asrı, hız kesmeden Atatürk’ün hayalini kurduğu Türk birliği ve gelişme asrına dönüştürelim.” Sözleri ile ifade etmiştir.

Kırgızistan Cumhurbaşkanı Kurmanbek Bakiev, Türk Dünyası’nın birliği için meseleyi temelden ele almak gerektiğini işledi: “Yetişmekte olan yeni nesilleri 21. yüzyıl şartlarına her yönüyle hazırlamak için milli eğitim sistemlerimiz köklü reformlara tabi tutulmalıdır” ifadesi ile eğitime önem verilmesi gerektiğini belirtmiştir.

Görüldüğü gibi 21. yüzyılın Ulu Önder Atatürk’ün işaret ettiği Türk Birliği fikrini sayın Nazarbayev açıkça ifade etmektedir. Boru hattından sonra en önemli konu Türkiye (Kars) bakü ve Kazakistan demiryolu tüm Türk Devletlerini birbirine bağlayacak ve gerek ekonomik, gerek kültürel açıdan bu devletlerin çok daha yakın ilişki içerisinde olmasını sağlayacaktır. Bunun için öncelikle Türk Hükümetinin tüm Türk Devletleri ile daha fazla ilişki içerisinde olması, Türkiye için sadece AB nin tek kurtuluş yolu olmadığını tüm Dünyaya bildirmesi, Türkiye’nin bu devletlerle yapacağı işbirliğinin AB’ninde en büyük kazancı olacağını izah etmesi gerektiği kanaatindeyim. Hükümet dışında, başta Üniversiteler olmak üzere çeşitli devlet kuruluşları ve sivil toplum örgütlerinin de bu devletlerdeki kuruluşlarla işbirliği yapmaları Türkiye ve diğer Türk Devletleri için çok yararlı olacaktır.

 
Toplam blog
: 8
: 1300
Kayıt tarihi
: 01.11.06
 
 

1952 Elazığ doğumluyum. Lisans eğitimimi Ankara Üniversitesi Fen Fak. Jeoloji Bölümünde, yüksek lisa..