Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

02 Haziran '08

 
Kategori
Mizah
 

Türk dilinin gelişimi ve diller arası yanlış anlaşılmalar

Türk dilinin gelişimi ve diller arası yanlış anlaşılmalar
 

Yabancılara sorarsanız Türkçe'nin zor öğrenilen bir dil olduğunu söylerler. Bunun nedenlerinden biri Türkçe'de yüklemin batı dillerinde olduğu gibi cümlenin başında değil, sonunda olmasıdır.

Ancak bunun dışında bir dili yeni öğrenen kişilerin telaffuzlarına çok dikkat etmeleri gerekmektedir. Aksi hallerde ortaya çıkan yanlış anlaşılmalar sonucu insan güç durumda kalabilir.

Bir yarışma programına katılan ve eşi Türk olan Amerikalı bir kadının verdiği örnek çok ilgi çekiciydi. Türkiye'de dil okuluna giderken özellikle minibüslere binmek kolayken, inmenin zorluklarını anlatıyordu. Derste bu konuyu öğretmenimize sorduğumuzda hocamızın bize öğretmek istediği "Müsait bir yerde dururmusunuz" cümlesinin bize zor geldiğini söyleyince, o zaman "İnecek var" dersiniz diye yol gösterdi. Ama ertesi gün arkadaşlarımızdan biri bu cümleyi söylemesine rağmen minibüsün durmadığını derste bize anlattı. Öğretmen, minibüs şoförüne ne dediğini sorduğunda, kadın bağıra bağıra "inecek var" yerine "inek var" diyormuş. Herhalde minibüsteki diğer müşteriler kadının ilk defa inek gördüğünüz sanmışlardır. Aynı bayan bir başka gün de fırına ekmek almak için gittiğinde "Bir ekmek istiyorum" yerine "Bir erkek istiyorum." deyince düştüğü durumu düşünebiliyor musunuz?

Bazı durumlarda kelimelerin söyleniş biçimleri de yanlış anlaşılmalara yol açabiliyor. İngiltere'de ev kiralamak isteyen Türk karı koca, İngiliz ev sahibiyle evi gezerlerken, karısı mutfağa geldiklerinde kocasına hitaben, "Muaffak, bu mutfak çok ufak" deyince, İngiliz evsahibi kadın, evi vermekten vazgeçmiş. Nedeni de bir cümle içersinde 3 defa fak (fuck) kelimesini kullanan aileye benim verecek evim yok demiş. Bilindiği gibi o kelime her ne kadar orjinal filmlerin alt yazılarında "kahretsin veya lanet olsun" olarak yazılıyorsa da aslında daha ağır bir argo kelimedir.

Aynı kelimenin birden çok anlamı olduğu zamanlarda da insanlar komik duruma düşebiliyorlar. Türkiye'de hindinin sadece yılbaşlarında satıldığı dönemlerde İngiltere'deki marketlerde üzerinde Turkey yazılı paketler içindeki hindileri tavuk sandığımızdan İngiltere'deki bütün tavukların Türkiye'den ithal edildiğini zannettiğimiz gibi.

Çocukluğumuzda ve okula başladığımız dönemlerde duyduğumuz bazı kelimeleri Tunus'a gittiğimiz bir dönemde Tunus televizyonunda izlerken duyduğumuzda, dilimizin o günlerden bu güne çok değişikliğe uğramış olduğunu bir kere daha anladık.

Örneğin bizim bilgi olarak kullandığımız kelimeye onlar, malumat, yedek kelimesine ihtiyat, çeşitli kelimesine muhtelif, ölçü yerine mikyas, uygun yerine münasip, gerçekten değerli deyiminin yerine de hassaten makbul diyorlardı.

Ama geçenlerde bir televizyon programında Türk Dil kurumunun artık dilimize yerleştirmeye çalıştığı kelimeleri duyunca pek bir garipsedim.

Türk Dil kurumuna göre, artık bundan sonra direksiyon yerine yöneltgeç, silah yerine patlangaç, badminton yerine tüytop, ipotek yerine tutu, avans yerine öndelik, depozito yerine de güvence akçesi dememiz gerekiyormuş.

Türk Dil kurumu ne kadar uğraşırsa uğraşsın yine de dilimizdeki öztürkçe olmayan kelimeleri temizlemek zor gibi geliyor. Örneğin farsça bir kelime olan karpuzun yerine hangi kelimeyi kullanacağımız gibi.
 
Toplam blog
: 974
: 3444
Kayıt tarihi
: 16.01.07
 
 

2017 Basın özgürlük endeksine göre 180 ülkeden 155. sırada olan ülkemizde yemek tarifleri  ve tel..