Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

07 Eylül '07

 
Kategori
Siyaset
 

Ülkece, "Yenilgiyi" değil ama "yenildiğimizi" kabul etmeyi bilmek, Atatürk gibi...

Ülkece, "Yenilgiyi" değil ama "yenildiğimizi" kabul etmeyi bilmek, Atatürk gibi...
 

Japonya İkinci Dünya Savaşı'ndan önce de fena bir ülke değildi. 19. yüzyılın sonlarında Meiji Resterasyonu denilen Batılılaşma-modernleşme hamlesiyle daha da büyük bir atılım yaptılar. İkinci Dünya Savaşı'nın başlangıç yıllarında destekçisi Almanya'yla beraber dünyanın en büyük endüstri güçlerinden biri, uçağıyla gemisiyle büyük de bir savaş gücüydüler.

Ancak İkinci Dünya Savaşı'nın başlamasıyla birlikte o dönemde dünyanın en güçlü ilk on ordusundan birine sahip olmayan ABD'nin dev yükselişini izlediler. En sonunda da o ABD geldi ve mutlak bir işgal gücü olarak birkaç sene içinde üzerlerine oturdu.

Japonlar'a savaşın ardından yıkık bir ülke miras kaldı. Endüstriyel ilerlemesi baltalanmış, insan güzü azalmış, Hiroşima, Nagazaki gibi yürek burkan felaketler yaşamış bir ulus...

Japonlar yenilmişlerdi.

Tartışmasız bir biçimde yeniktiler ve işe yeniden başladılar. Önce bir şeylerin ters gittiğini fark etmekti yaptıkları. Sonra yeniden tutunacak bir dal buldular, ona asıldılar ve "bilişim" ile dünyanın en büyük iki ekonomisinden biri oldular.

Biz zaman zaman, yanlış bir biçimde ve toplu halde, "ezikliği, yenilgiyi" kabullendik, doğru.

Fakat yenildiğimizi bu coğrafyada bir tek adam kabullendi: Mustafa Kemal Atatürk…

Saltanata kalsaydı iş, imparatorluk çökmüştü çökmesine ama biz yenilmemiştik, kaderdi, birkaç hata yapılmıştı, olan olmuştu, yeni müstemleke yaşantımıza bildiğimiz gibi devam etmemize engel olacak bir durum yoktu.

Ancak Atatürk “yenildik” dedi.

Eğitimimizden, hukukumuza, kadın-erkek (medeni) yaşam biçimimizden yönetsel yapımıza, Atatürk sömürgeci yönüyle hiç hazzetmediği Batı’ya yenildiğimizi kabul etti.

Zaten modern yaşama dönüşümüz, laiklik, demokrasi, birey hakları, kısmi çağdaşlaşama, hep o gün koca ülkede bir büyük adam “lamı cimi bırakın, yenildik” diyebildiği için gerçekleşti. Savaşlar kazanılır, bağımsızlık da gelebilirdi belki ama bunu, (biraz İttihat ve Terakki geleneğini dışarıda tutarsak) bir tek Atatürk yapabilirdi.

Bugün en büyük sorunumuz “yenildik” diyememektir. Kemalist’inden İslamcısına en büyük sorun yenilgiyi kabullenememektir.

Bugün atılımlar yapan, gelişen bir ülkeyiz, her şeye rağmen dünyalı, küreye entegre olan…

Fakat ısrarla aynı problemin pençesindeyiz.

Biz adalet sisteminde yeniğiz, kabullenemiyoruz, biz kaynakları kullanma konusunda yeniğiz, reddediyoruz, parti yapılarından seçim-temsil sistemine demokraside ağır yaralıyız, üzerini örtüyoruz. Atatürk’ün işaret ettiği pozitif-bilimin rehberinde bir yaşam idealini ıskaladık, görmüyoruz, yeteri kadar üretemiyor, üretmiş gibi yapıyoruz, gereğinden fazla tüketiyor, normaldir diyoruz, eğitimde baştan aşağı yeniğiz, bu en büyük sorun, bu yüzden bir ülke erimekte ve biz hala eğitim sistemini baştan aşağı değiştirmekle ilgili hiçbir plan proje üretmiyor, böyle gelmiş, üç aşağı beş yukarı böyle gider, diyoruz.

Gitmeyeceğini bir anlasak. Bir anlasak yenildiğimizi… Atatürk gibi...

 
Toplam blog
: 108
: 2011
Kayıt tarihi
: 22.06.07
 
 

İsmim Burak Çapraz. Buraya başladığımda 21'dim, öğrenciydim. Bir okul bitti ama hala öğrenciyim. İl..