Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

24 Nisan '10

 
Kategori
Deneme
 

Ün, Değerin Öz Unsurlarından Değildir!

Ün, Değerin Öz Unsurlarından Değildir!
 

"Bu adam,hâlâ öğreniyor,ne zaman bilecek?"


( Şu günlerdeki, Liseler Arası Kitap Okuma Yarışması hazırlıklarım sırasında “Ben”ime aldığım notlar…)

………………

I. Montaigne “Üç Akıllı Adam” adlı denemesinde yaptığı “adam”lık sıralamasında birinci sırayı Homeros’a, ikinci sırayı İskender’e ve üçüncü sırayı Epaminondas’a verir.

Montaigne’e göre Epaminondas ve düşündürdükleri:

“Üçüncü ve bence en değerlisi Epaminondas’dır. Ünü ötekilerden çok daha azdır. Ama ün, değerin öz unsurlarından değildir. Epaminondas’ta dayatış ve yürek istediğiniz kadar; hem de tutkunun doğurduğu cinsten değil, bilginin ve aklın olgun bir ruha aşıladığı cinsten.

……

Yunanlılar onu hiç duraksamadan, en büyük adamları saymışlardır. Yunanlılardan kalan bir söze göre “onun kadar çok bilen ve onun kadar az konuşan adam” yokmuş. Az şey söylemiş fakat söylediğini herkesten daha iyi söylemiş. Hatiplikte eşsiz ve çok inandırıcı imiş. Epaminondas Pithagoras okulundandı…

……

Yalnız Epaminondas’ta, erdem ve bilgi sürekli ve aynı derecede yüksekti. Yalnız O, insan hayatının her yönünde, “devlet işlerinde, savaşta ve barışta”, onurlu yaşayıp kahramanca ölmekte aynı büyüklüğü gösterebilmiştir. Ölümü de o kadar kahramanca ve onurlu; bilimleri anlatışı da o kadar geniş ve derindir:

Epaminondas, Korinthos yakınlarında More’un kapılarını tutmak isteyen Lakedemonyalılar’ı mucizeyi andıran bir vuruşla yardıktan sonra, kimseyi kovalayıp öldürmeden yürüyüp gitmiş yoluna. Düşmanlarına karşı bile bu kadar insanca davranan bu adamdan kuşkulanan Boietialılar, elinden başkomutanlığı aldılar. Böyle bir nedenle atılmak, onun için ne büyük onur!

Az sonra da hiç utanmadan, ona tekrar yerini vermek zorunda kaldılar. Anladılar ki; şanları, onurları ve kurtuluşları ona bağlıydı.”Zafer, her gittiği yerde gölgesi gibi ardından geliyordu.” Ülkesinin onunla parlayan yıldızı onun ölümüyle söndü."

………………….

II. “İnsanların en güç inandığım tarafı değişmezlik, en kolay inandığım tarafları da değişikliktir. Her gün yaptığımız şey, özlemlerimizin ardından, rastlantıların rüzgârıyla, sağa sola, yukarı aşağı gitmektir. Ne istediğimizi ancak, bir şeyi istediğimiz anda düşünürüz.

……

Şimdi ileri sürdüğümüz bir düşünceyi birazdan bırakır, sonra tekrar ona döneriz. Hep salıntı, gidip gelme, kararsızlık…

……

Gitmiyoruz, götürülüyoruz… Suyun akıntılı veya durgun oluşuna göre kimi ağır ağır kimi hızla akıp giden şeyler gibi… Her gün yeni bir havaya gireriz. Gönlümüz, zamanın değişmeleriyle türlü durumlara girer.”

“İnsanların düşüncesi Zeus’un onlara verdiği

Değişik gün ışıklarına benzer.” Cicero

……………………

III. Montaigne’in “Her Şey Mevsiminde” denemesinden…

"İyi şeyler ve onlarla birlikte her şey. Benim artık dua kitabıyla işim kalmadı…

“Bilge, iyi şeylerde bile bir ölçü gözetir” Juvenalis

……

Eudemonidas, Xenokrates’in pek ihtiyar halinde; okula, derse koştuğunu görmüş de:

“Bu adam hâlâ öğreniyor; ne zaman bilecek?” demiş…

……

Bilgeler der ki; “Genç hazırlanmalı, ihtiyar yaşamalı!” İnsan doğasında, Bilgelerin gördükleri en büyük kusur da arzularımızın durmadan yenilenmesidir. “Hâlâ içimizde yeni istekler, dilekler doğar.”

……

(Montaigne diyor: )

Benim en uzun süreli niyetlerim, nihayet bir yıllıktır; artık, göçmeye hazırlanıyorum. Yeni umutlara düşmekten, yeni işlere girmekten kaçınıyorum.”Bıraktığım her yeri son kez selamlıyorum.” Benim olan her şeyden her gün biraz daha elimi çekiyorum.

“Bir hayli zamandır artık ne bir şey yitiriyor

Ne de bir şey kazanıyorum;

“Kendisinden çok.”

Görmüyor muyuz?” Seneka

“Yaşadım, talihin bana yürüttüğü yol bitti” Vergilius

(Mirzade’nin notu: Bu bölüm, “Son Gün Felsefesini” çağrıştırıyor. Ben’imle ilgisi yok:)

…….

İnsan da var ki; sonsuz olarak susmayı öğreneceği bir zamanda konuşmayı öğrenmeye kalkar. İnsan her zaman öğrenmeye devam edebilir ama öğrenciliğe değil. Alfabe okuyan bir ihtiyarın durumu gülünçtür.

“Zevkler insandan insana değişir. Her şey her yaşa uygun düşmez.” Galyus

Öğrenmek gerekirse durumumuza uygun bir şey öğrenelim:

İhtiyarlıkta “Öğrenim ne işe yarar?” diye sordukları zaman;

“Hayattan daha iyi, daha rahat ayrılmaya” diye cevap verebilelim…"

......

“Genç Kato, ölümünü yakın hissettiği bir sırada, eline geçen bir Platon diyaloğunu, ruhun ölmezliği diyaloğunu bu amaçla okuyordu.

Bu diyaloğu okumakla ölüme hazırlanmıyordu; ölüm düşüncesiyle uykusuna bile aralık vermeyen bir insan gibi, hiç istifini bozmadan, her gün yaptığı işlerden biri olan “okumasına” rastgele bir kitapla devam ediyordu.

Öleceği geceyi de okumakla geçirdi. “Yaşamını yitirmek, onun için mevkiini yitirmekten farklı bir şey değildi”

………..

“Kader, insana bütün nimetlerini verse; onları tadabilecek bir ruh gerekir. Bizi mutlu eden bir şeyin sahibi olmak değil, tadına varmaktır.” Montaigne

……

(Ben, okuma yarışmalarını seviyorum; beni düşündürüyor…Ben’i bana unutturmuyor…)

Yegâh Elif Mirzâde

 
Toplam blog
: 191
: 769
Kayıt tarihi
: 21.07.09
 
 

“Yazı yazmak” bir Yürek Yolculuğudur. Okumak ve yazmak bana Edebiyat alanının kapılarını açtı… Ed..