Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

30 Haziran '11

 
Kategori
Futbol
 

Ünal Aysal'ın vizyonu ve sağ bek Elmander

Ünal Aysal'ın vizyonu ve sağ bek Elmander
 

Ne değişti ki?


Ünal Aysal’ın vizyonu Bülent Tulun’dur. Ribery gibi yüzyıllık bir büyük ikramiyeyi kaldırıp atmaktır. ‘Zapata’yı al başkan” gazını vermektir. Denizlispor mucizesine bel bağlamak ve bundan nemalanmaktır. Ünal Aysal’ın vizyonu Fatih Terim’dir. Her terkedişin gelmez gibi yaparak geri dönüşüdür. Bir ton para harcamaktır plansız bir uygulama ile. Ya tutarsadır. Sonrası şımarıklık imparatorluğudur çoluk çocukla. 

Genelden özele dönecek olursak mevcudu irdelemekten başka çare yoktur. Tarihi tesrsten yazmış bir takımın her hücresi değişime uğramıştır ve sıra futbolculara gelmiştir. Aşikar olan gerçek tespit edilmiştir ve öncelik kaleye verilmiştir. Riske atılan son 4 sene sonuç vermemiştir ve kaynağın önemli bir kısmının riske edilmemesi gerekliliği göz önünde bulundurulmuştur. Ancak yolun sonu belli olmuştur. Mutsuz bir yedek isme koruyucu aile oluncaktır, hayır duası alıncaktır ve “bari Ufuk kazanılsaydı” görüşlerinin dillendirilmesi sezon ortasını bulmayacaktır. 

Şanssız(!) son sezonlarda savunmanın can simidi(!) Hakan Balta yine hazır kıtadır. Zira savunmaları hayli sağlam isimlerle dolu olan ezeli rakipler alınabilecek 2 yerli stoperi alırken çay içilerek gazete okunmuştur becerikli Galatasaray yetkilileri tarafından. Elde sakatlanmaması için dua edilecek küskün bir Servet, 10 maçlık Gökhan Zan ve sağ bekten bozma yeni transfer Ujfalısi vardır. Bu bölgeye yeni bir takviye ise yeni fedarasyonunun artısı olmayan 6 üstü çözüm jesti gibi bir mucize dışında mümkün değildir. 

Henüz gerçekleşmemiş ve neredeyse Fenerbahçe’nin Bursa’dan geldiğini sandığı gol haberi sonrası şokunu Galatasaray camiası için müzmün hale getirmiş transfer hamleleriise bir başka handikapı yüzümüze vurmaktadır: Savunmayı boşver, hücüma yüklen, mümkünse sol açık alternatiflerini en az beşte tut, arkaya onlardan birini koysan da olur felsefesi. Arda başta olmak üzere gerek o mevkide ömür tüketmiş gerekse gelecek vaat eden pek çok alternatifin olsa da transfer parasının yarısını bu bölgeye yatır ve mümkünse alacağın adam 1 maç oynayıp 5 maç yatan, kaprisli, savunma özellikleri olmayan bir solak olsun. Aynı zamanda oyun kurucu olsun ama kendi kafasını Türkiye’de yaşamaya kuramasın. Bu sezonu özel kılan bir bilinmezlik Arda’nın kalıp kalmama sendromudur ve bu bölgeye yapılacak bir takviye Arda’sızlık hazırlığı olarak düşünülebilir. Ama kapris kontenjanını eksik bırakmayacak alternatifler ne derece doğrudur? 

İşin hücum yönü ise başka bir muammadır. Elde bulunan Baros, elden çıkartmanın aşırı maliyetli olacağı Stancu, genç Anıl, hatta Kazım, Pino, Aydın gibi alternatiflerin yanında Elmander gibi bir takviye yapılmışken bir çuval parayı kale veya savunma bas bas bağırırken Forlan veya benzer bir alternatife akıtmaya can atmak ne derece mantıklıdır? 

Sözün özü Gökan Zan’ın normal şartlar altında içinde bulunacağı uzun süreli bir sakatlık döneminde Servet ve Ujfalusi’nin sakatlanma veya cezalı olması durumunda savunmada kim oynatılacağı mı daha büyük problem olacaktır yoksa yedek bırakılacak forvetin maddi ve kapris başlıklı manevi maliyeti mi sorun teşkil edecektir? Eğer Florya’da herhangi bir futbolseverin ön görebildiği basit takım kurma yanlışlarını yetkili isimlere fark ettirmeyecek bir perde indiren yatır var ise tesisin taşınmasını öneririm. Zira isimler değişse de zihniyet değişmiyor. Maalesef sezon içinde de korkulan başa geliyor, alternatifsiz bölgelerin temsilcisi olan oyuncular uzun süreli uzaklığa mahkum kalıyor ve ya Arda tek forvet oynuyor ya da Kewell stoper. Bari bu yıl Elmander’i sağ bekte görmeyelim... 

 
Toplam blog
: 22
: 684
Kayıt tarihi
: 10.04.09
 
 

1977 Sivas doğumluyum. Endüstri mühendisiyim. Kalite Sistem denetçisi olarak çalışıyorum. Yazmayı ço..