- Kategori
- Güncel
Uzaklardaki tanımadığım çocuklara...

Bazen bir olaydan çok etkilenince bir şeyler karalarım. Ortaya çıkan ne şiire, ne nesire benzer. Yine de ' duygularım ' der, saklarım. 26.03.2002'de karalamıştım böyle bir şiirimsi. Yüzünü bile görmediğim, uzaklardaki bir çocuk için yazmıştım.
Beni en çok neyin üzdüğünü sorarsanız, pek çok şey sıralayabilirim sizlere. Ama, sanırım ilk sırada çocukların acı çekmesi, ağlaması gelir. Hangimiz için gelmez ki zaten?
Biliyorum, çocukça yazılmış bir şiir, hatta şiir bile değil, ama okumanızı istedim nedense. Oyuncakları tanımadan bomba seslerini öğrenen çocuklara armağan ediyorum şiirimsimi...
Uzaklardaki Tanımadığım Çocuğa
Merhaba küçüğüm;
Sen ve ben, bu dünyaya ait değiliz,
Biz yalanın,
kötülüğün,
sevgisizliğin,
duyarsızlığın,
Olmadığı bir yerlerden gelmişiz.
Bu çirkin dünya bizi incitir...
Hadi uzat minik ellerini öpeyim,
Umutlar, şanslar, güzellikler koyayım avuçlarına...
Senin göklerinden gri bulutları alayım,
Pamuk bulutlar yollayayım küçük dünyana...
Hadi ağız dolusu gülümse yaşama!
Benim gibi kırılgan yürekli olma,
Sakın anlamsız, çocuksu kederlerle dolma!
Yaşamın içinde coşkun çağlayanlar gibi ak,
Kristal kalbini seni sevenlerin avcuna bırak!
Hadi küçük bir asker gibi güçlen şimdi,
Kötülüklerle acımasızca savaş
Ve girdiğin her savaşın galibi sen ol!
Dünyayı düşlerinin rengine boya,
Barışlara imza atan bir güvercin ol!
Hadi ilkbahar gibi gülümse bana!
Şimdi seni inciten tüm acıları kendime alıyorum,
Yaşam karelerine neşe dilekleri yolluyor,
Yüreğinin kırılgan köşelerinden öpüyorum...