Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 
 

kevser şekercioğlu akın

http://blog.milliyet.com.tr/kevser

01 Nisan '08

 
Kategori
İlişkiler
 

Vakitsiz cemre

Vakitsiz cemre
 

Karmakarışık çizgiler hep dala güzel


Vakitsiz bir cemre düşsün isterim yüreğimize, vakitleri kendine ayarlayan. Bir sevinç, bir şımarıklık içinde, ne olduğumuzu anlayamadan. Sen, gözlerinin içi gülen adam. Sen bana bakarken yüreğimin nasıl güldüğünü görüyorsun ya senin de yüreğin hep gülsün ama sadece bana bakarken. Bana senden başka birini nasip etmesin Yaradan. Hemen sinsice gülme aynı duam iki kat fazlasıyla senin içinde geçerli. Eğer benden sonraya kalırsan lal olsun dilin kadınlarla konuşurken.

Kimseye göstermediğimiz, o sevgiden dişlerimi sıkarken ki konuşmalardan hiç korkma. İsmi henüz belli olmayan, biraz zaman var besbelli. Söylenmeden usulca ve sessizce. Kıpır-kıpır bir sevda bu, sus kimseye söyleme bizi hep ağır ve uslu sansınlar. Yine de iğneleyelim birbirimizi el altından birbirimize bile hiç çaktırmadan. Sen hep ağır ve oturaklı ben hep fazla telaşlı. İçimizdeki çocuklar kavgasız paylaşsınlar misketlerini. Hayır ama böyle fazla sıradan olsun istemem. Ben hep biraz daha mızıkçı, biraz daha huysuz, biraz daha şakacıktan yalancı, biraz daha zırlayan...

Senin bile henüz bilemediğin bir ölçü. Ben seni saç kavurma yapar da katıksız yerim. Sen benim bu konuşmalarımdan sakın korkma ama yinede hepten kulak arkası yapma. Havalara girme hemen istersem katığı da senden biçerim. Bu benim sevgim, ölçüsü şekli şimali ellerimdeki hamurda şekillendi. Un da güzel öğütülmüş değirmende anladık. Bak seyrettik gördük tiyatroda "Evlilikte Ufak Tefek Cinayetler" işlenmesi çok da kötü sebeplerden olmuyormuş her zaman.

Hani ellerimle diktiğim ağaçları sökmüşlerdi ya artık benimde dikili ağaçlarım var sayende, seninle ağaç dikmeyi de seviyorum. Çamurlu lastik çizmeler, ellerimizi morartan soğuk, can suyunu da verdik mi tamam... Çok mu acıktın? Kuzineye güveçte et attım sabahtan lokum gibi olmuştur çoktan, çay suyu da olmuştur üstünde. Çok sevinirim yemekten sonra ata binmek isterim tabi. Ben sana seninle yalınayak dünyanın öbür ucuna giderim demiştim ya, yazın gidelim olur mu ayaklarım çok üşüyor bu havalarda.

Atları biz getirelim otlaktan, yürüyerek gidelim ama. Bazen ölüm geliyor aklıma nedense, kızıyorsun böyle konuşmalara diye sana söylemiyorum çoğu zaman. Ne zaman akşam kararmaya başlasa içimde karanlık korkular o yüzden hep hareket halindeyim sessizce. O yüzden gözlerimi kaçırırım siyahtan. Aklına getirme demek kolay keşke düşüncelerimi rapta-zapta almak elimde olsaydı. Düşündüklerimi, aklıma gelenleri bir bilsen... Bildiklerin bile şaşırtıyor ya seni onlar inan ki binde bir. Tamam vaz geçtim tenekeye tuzla basarak saklamaktan seni.

Bana teşekkür etme sevmesem şurdan şuraya adımı atmam ben, açlıktan gebersem bulduğumu değil sevdiğimi yemek isterim. Zaman çok kıymetli, sevmeden bir kahve içimi süresini bile kimseye vermemek gerek. Seversen anlamlı yaşamak, seversen anlamlı giyindiğin-gördüğün-yediğin-içtiğin. Yoksa yaşam aslında çok komik. Toprakta bulduğun solucana can verenden bir isteğim var. Niye dile getireyim durduk yere, yerin kulağı var bir duyan olur belki.

Bende senden razıyım ama yine de söylüyorum bu söylediklerim sadece bu günlük. Yarın mı? Yarın olsun hal ve davranışlara bakar öyle dillendiririz. Kelimelerimden de korkma onlar hiç sevmeden yan yana gelemezler.

 
Toplam blog
: 374
: 869
Kayıt tarihi
: 15.01.07
 
 

1965 Akçakoca doğumluyum. Evli ve dört kız annesiyim, küçük bir kızın  anneannesiyim. A.Ü. Halkla..