- Kategori
- Gündelik Yaşam
Yalnız yaşamak, yaşamak mıdır ?

'Lanet okumak' hayır mı şer mi bilmem, ama yalnızlık için kullanacağım; lanet olsun yalnızlığa, hem de 999 kere! Ya tv'de sanal insanlar, ya da radyo; başkaca çıt yok. Sanalları da kapatınca yalnızlık koyulaşıyor, kahve telvesinin fincana yapışması gibi ruhu sarmalıyor.
Geçen gün bir örümcek gördüm (belli ki bu kışı benimle geçirecek), bugün yalnız değilim diye içimden geçirdim, yani canlı varlık olarak.. Beş dakika sonra o da kayboldu.. Tv'de komik bir şey var, yalnız gülünmüyor; acıklı bir şey izlersen nedense yalnız ağlanıyor, ilginç! Belki yalnızlığına, belki de konuya ağladın; orası bilinmez...
Ensemde bir şey geziniyor gibime geldi, elimi sürdüm, geçti; biraz sonra tekrar başladı 'şurada bir şey mi geziniyor' diyeceğin kimse yok, yine elimi sürdüm... Merdivene çıkıp perde takarken 'düşersem, hani bir yerimi de kırar yardımsız kalkamazsam' diye aklına gelince daha çok dikkat ediliyor.. Tansiyon veya şeker hastalığınız var, aniden düştünüz; olur ya (olmaz diyemezsınız) bir kriz geçirip yığılıp kaldınız; biri olsa ambulans çağıracak, şansınız varsa sizi beyniniz veya kalbiniz fazlaca zarar görmeden hastaneye yetiştirip, hayatta kalmanızı sağlayacak; yalnızsanız, hele bir de ziyaretinize geleniniz yok ya da ara-sıra geliyorlarsa, ancak koktuğunuzda bulunacaksınız; yani 'insan gibi' bile ölemeyeceksiniz.
Yaşamak için yemelisiniz; yemek yaptınız, sofra hazır; paylaşılmayan yemek güzel ve keyifli değildir, 'tatsızdır'. Sevgiyi, saygıyı, dayanışmayı, özlemeyi, beklemeyi, aşkı, sevmeyi, espiriyi, dostları, geleni-gideni, gezmeyi, sinemayı, tatili ve benzer güzel şeyleri; yani en az iki kişi ile yapılabilecek paylaşımların yokluğu ve sizde açacağı derin yaralar... Yaşamak mıdır, yalnız yaşamak...
''Şans'' demekten başka bir şey söylemek istemiyorum; tam tanımlayamamak endişesi ile, 'neden yalnızım' sorusunun cevabını ararken... İsyan da ederim: Soyuna-sopuna, memleketine-vatanına, teninin rengine, sınıfına, mezhebine, inancına-inançsızlığına, ırkına, kıyafetine, varlık-yokluğuna velhasıl hiçbir ayırımcılığa tabi tutmadan tüm insanların sadece insan olmasının sevmek için, birlikte yaşamın yükünü omuzlamak için tek ve yeter şart olmasına inanan bir insanın yalnız kalışına...
Hapishanede veya hücrede ya da benzer başka bir durumda, hem de uzun yıllar yalnız yaşayıp da yaşamdan kopmamayı başaranlara da hep hayran kalmışımdır; bu da sorunun başka bir boyutu, ''şükür'' edilecek yönü.