Yen yıllara yeni umutlarla

YENİ YILLARA YENİ UMUTLARLA (Günlüğümde 2006 yılı sonu yazılmış)

Bir yılı daha tükettim kendi kendimle birlikte. Hiçbir farkı yok günler aynı aslında diyoruz ya bazen. hayır asla aynı değil. Günler, günlerin ayrıntıları, yaşananlar, yaşananlara gösterilen tepkiler, yaşananlar karşısında hissedilenler ve görüntülerdeki değişiklikler. Bütün duyarlılıklarınızdan arınarak yaşananlardan en az zararla nasıl kurtulurumun derdine düşebiliyorsunuz mesela.

Kişiliğinizdeki ÖZ aynı kalıyor da, öz suyunu bulandıranlara karşı aynı sevgi dolu bakış açısıyla bakmanız mümkün olmuyor. Hayatınız boyunca annelik sizin için en birinci vasıfken bir yıl sonra doğurtana, doğurduğunuz güne, doğurduklarınıza lanetler okuyabiliyorsunuz. Bir yıl önce kadınlık çok önemli gibi görünebilirken bir yıl sonra kadın olmanın ağırlıkları altında ezilirken ne memnuniyet gösterecek ne de şikayet edecek gücü bulamayabiliyorsunuz. Aynı durumları sahip olduğunuz bütün etiketlerinizde yaşayabiliyorsunuz. Bazen öyle bir şey oluyor ki kolunuz kanadınız kırık, yapayalnız kimsesiz gibi hissedebiliyorsunuz. Ne geçmişte yaşadıklarınız tecrübe ne de yaşayacaklarınız fener olamıyor o anki durumunuza. Yani sözün özü, gün bu gündür arkadaşlar.

Yaş geçtikçe yaşadığımız her sağlıklı ve huzurlu gün cebimizde kar gibi geliyor, seviniyorsunuz. Yaş geçtikçe büyüyen sorunlara karşılık azalan dirençleriniz ve azalan enerjinizle herşeyin ağır geldiğini düşündüğünüz bir sırada bir bakıyorsunuz ummadığınız bir anda gelen bir hediye sevinçle gözlerinizin dolmasına, beğeni dolu bir bakış yüzünüzün kızarmasına, okuduğunuz güzel bir şiir hayatı yeniden içinize doldurmanıza yarayabiliyor. İnanın yarının neler getireceğini tahmin etmek bile imkansızken umut etmek en güzeli. Ve zaten seviyorsanız hayatı ve sevildiğinizi de görebiliyorsa gözleriniz birden kalabalık, güçlü hatta yeniden çocuk olabilirsiniz.

Umutlarınızın güzelliği, cildinize, bakışlarınıza, yürüyüşünüze, tavırlarınıza öyle bir yansıyor ki sanki alçak dağların tümü sizin gibi hissedebilirsiniz. Biri sizi çevirip “Sende birşey var yoksa aşık mı oldun?” diye soruyor ya hayat tüm keyfiyle yeniden dansa çağırabiliyor hiç ummadığı anda insanı. Aşk, aşık olma, aşık olabilme ihtimali ve her sabah üşenmeden doğan güneş, evinizin güvenli ortamı, sağlığınız, sahip olduklarınız, kışın yağan kar, sonrasında gelecek bahar, sizin baharı görebilme ihtimaliniz...

Yaşamak öyle güzel ki sakın yitirmeyin umutlarınızı. Yaşadığınızı hissettiren sevdikleriniz, sevdiklerinize hissettiklerinizin buğusunun sıcağındaki coşkularınız ve siz. Yaşamak çok kıymetli, hele sağlıklıyken kıymetini bilelim ne olur.

Yeni yıl bahar dalları gibi açsın bakışlarınızda, yüreğinizde sevdanız, cebinizde fazlasıyla paranız, uykularınızda huzur, eteklerinizde ziller çalsın, ellerinizde güzellikler, sabahlarınızda enerji dolu olsun dileklerimle şimdiden yeni yılınızı kutluyorum. Ama en önemlisi sağlıkla yaşayın. Çünkü hayatta en hakiki mürşit sağlıkla hacet etmektir arkadaşlar.

Not: Çoğuna katılmakla birlikte özellikle iyi dileklere, bazen öyle bir şey oluyor ki, geçen senelerde geçen alalade, sıradan günlerde yaşanan bazı olayların aslında ne kadar güzel ve sıradışı olduğunu öğreniyor insan zamanla. Rastgele yapılmış bir konuşma, bir kahve içimi süresinde öyle özel öyle güzel görünüyor ki bugün hissedilen özlem karışınca işin içine, içini bir yangın sonrası hüznü kaplayabiliyor. Özlenen kişiyle ya da kişilerle aranda mesafesinin bile ne kadar uzunlukta olduğunu bilmediğin boşluklar var ya galiba en çok bu büyümemizi o sağlıyor. Her kimle ya da kimlerle birlikteysek herkesin kıymetini ama özellikle kendi kıymetimizi bilerek yaşayalım çünkü hangimizin o bilinmezliğe, ne zaman gideceğimiz belli olmuyor.

Yeni yılınızı, bu günün tüm bilinçli halleriyle, en içten dileklerimle yeniden kutluyorum arkadaşlar. Evet, yaradılış özelliği biraz aceleci bir yapı söz konusu mevcut bu yüzden ilk ben kutlayım istedim. İlk ben miyim sahiden?