- Kategori
- Deneme
Yeter ki sen ilerle aklıselim

"RESİM:ALINTI""Cennet ya da cehennem son durak. Yeter ki sen ilerle aklıselim."
Ölmek bir hünermiş meğer
Oturmak Tuba Ağacının altında
Cennet bir kız ismi değil burada
Çağıldayan sular, göz kamaştıran ziya
Bilseydim daha önce gelmez miydim?
Yaşamak pek de matah bir şey değilmiş meğer
Koşup durmak evden işe, işten eve
Boğuşmak yumak yumak dertle
Amansız hastalıklar, çaresiz kabullenme
Bilseydim yazılanları alnıma gelir miydim dünyaya?
Benliğimi esir alan minnet duygusunun sesi duyuluyor uzaklardan. Gölgeler altında oturuyorum. Yunus Emre’nin bahsettiği şol cennetin ırmakları çağıldıyor. Kulaklarımda şen kahkahalar. Çocuk sesleri. Mutluluk nağmeleri. Kuş cıvıltıları. Çuha çiçekleri bitiveriyor dört yanda. Susmak bilmiyor yüreğimdeki orkestra. Maestro işini iyi biliyor. Notalar… Dökülüyor defterden tek tek. Belime dolanıveriyor bir kuşak edasıyla sol anahtarı.
Renkler… Daha önce görmediğim bir renk seremonisi gözlerimi okşayan. Görünmez bir el resmeden bu güzellikleri. Özene bezene atılmış fırça darbeleri. Kiraz dudaklar. Badem gözler. Okka burunlar. Yay kaşlar. Kıvrım kıvrım kirpikler.
Çizgiler… Geçmişten geleceğe uzanan çizgiler. Kısa, uzun. Eğri büğrü. Kesik kesik. Esrik. Çapraz. Dolambaçlı. Sonsuz. Çıkmaz. Ebedi. Bir o kadar da ezeli. Efsanevi. Başlangıcı yok. Sonsuzluğa varıyor ucu. Düşe kalka yürüsen de ulaşacağın yer hep aynı yer değil. Cennet ya da cehennem son durak. Yeter ki sen ilerle aklıselim.
Aydınlık… Gözleri kamaştıran nurlu ışık damla damla dökülüyor gök kubbeden. Ahenkle raks ediyor ebemkuşağı kulakları mest eden bir melodinin eşliğinde. Mavi desem değil, ebruli desem hiç değil. Daha önce görmediğim gümüşi bir kızılötesi. Günden daha da aydınlık. Bir başka dünya burası. Yalansız, riyasız.
Alacalı bakışlarımın hareleri. Benliğim şaşkın. Yüreğim hoşnut. Bir tek gelenler görebiliyor bu farklı dünyayı. Şahidim ise yeni dostlarım. Sonsuzluk var burada. Ezeli ve ebedi paylaşılanlar. Öyle bir an oluyor ki… Unutuluyor tamamıyla fani dünya. Rayihalar süzülüyor imbikten. Kendi payına düşeni alıyor semaya uzanan eller.
Doğmak akıl işi değilmiş meğer
Yaşam dedikleri gelgit, bu yer
Farksızmış cehennemden seher
An olur tutuşur, yanarmışsın ateşten
Bilseydim açar mıydım gözlerimi dünyaya?
Ölmek vuslatmış meğer
Aklıselim yaşamak ebedi istirahate işaret
Gam yok, kasavet yok… Yok, yok evet
Kalbe dolan muazzam hürmet
Bilseydim daha önce gelmez miydim?
30.04.2010