- Kategori
- Aşk - Evlilik
Yoğunluk

Bu durumda yapacak herhangi bir şey yoktu; çünkü neyin yapılıp yapılamayacağı konusunda fikir belirtebilmem için öncelikle ne hakkında konuştuğumun tam anlamıyla farkında olmalıydım, oysa ki ben bunu bile bilemeyecek kadar şaşırmış, korkmuş, belki de güvensizleşmiştim.
İşte bu bir sebepse, ben de tek kelimeyle anlatamadığımı, anlaşılamayanı biraz daha açık bir biçimde göstermek adına dünyanın en güzel derinine baktım, baktıkça daha da kendim oldum ya da kendimden geçtiğim her anı kendime daha fazla yaklaşmış gibi hissettim.
Sonuçta neyin olup bittiğine karar veremeden duyduğum sevinç, yaptıklarımın doğru olduğuna beni ikna etti ancak içimde durmayan bir çağlayan vardı ve akmaya devam ederken beraberinde bir şeyler de götürüyordu, onları yakalamak ise güçtü, ben de yakalamak için uğraşmadım.
Öylece durdum, seyrettim ve anlamaya çalıştım. Keşfedilmemiş bir yerin varlığına inandım ve orada varolabilmek aşkıyla sarıldım bu inanca, ilerledim, açıktan açığa göstermesem de taşıdığım o tatlı heyecan güzeldi, bitmesini istemediğim bir rüya gibiydi...
Kimin geçip gittiği umurumda bile değil, onlarda göremediklerime sahipsin ve üzerinde zaman harcadığım herşeyden daha geçerlisin, bu ve bunun gibi cümleler sonu gelmeyecek zamanların üzerinde birer sıfat olarak kalıverdiler, bense onları izleyerek geliştim, büyüdüm ve sevmeyi öğrendim.
Bekledim ama yetişemeyeceklerini anladığım zaman elimden gelmeyenleri de farkettim ve benim için çok doğru bir amaca yani sana ve senin benim için ifade ettiğin anlama tüm gücümle ilerledim.
Mutluluğun resmini çizmeye ya da onu arayıp durmaya ne lüzum vardı artık, çünkü karşımda duran mutluluğun kendisiydi ya da mutluluğu kıskandıran ve adı henüz konmamış bambaşka bir duyguydu...