Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 

19 Haziran '13

 
Kategori
İnançlar
 

Yüzde 99'umuz Müslümanız. İyi de, nedir bu memleketin hali o zaman? Dindar mıyız gerçekten?

Yüzde 99'umuz Müslümanız. İyi de,  nedir bu memleketin hali o zaman? Dindar mıyız gerçekten?
 

İslam bir klişeler dini değildir. Allah’ın bizim ibadetimize ihtiyacı yoktur. Ama her ibadetin bizim için farklı yararları vardır. İbadet etmeyen, doktorun önerilerini dinlemeyen, yasaklarına uymayanlar gibi, ibadetin yararlarından mahrum kalır. Bu da başkalarına değil, kişinin kendi zararınadır. Onun için de ibadet edip etmemek konusunda kimse kimseyi zorlayamaz:

Abdest, vücutta birikmiş statik elektriği atar.

Namazbedensel ve ruhsal ibadet olarak ruh-beden uyumunu sağlar. Stres hormonlarını azaltır. Allah’ın adını anmak, O’na yakınlaşmayı,  sonsuz kaynaktan güç almayı sağlar.

Hac, ölümden önce mahşer provasıdır. Her renkten-dilden insan, her şeyini arkasında bırakmış olarak Allah’ın huzurundadır. Kişi şimdiye kadar ne yapmıştır, ne yapmamıştır, bir daha olanak verilse neleri düzeltebilir?

Hac, sağlığı ve maddi olanakları iyi olanlar içindir.

Yoksul, sakat, hasta ise zaten yükümlülük azalır veya yok olur.

İnsanların bayıldığı güç ve zenginlik aslında hesabı verilecek bir sorumluluktur.

Oruç, vücudu dinlendirir. Temel ihtiyaçlardan yoksunlukta bile iradeli olmayı, vücudun hayatta kalma gücünün artmasını sağlar. Kavga, dargınlık, kırgınlıktan uzak kalmak, açın halinden anlamak ve yardım etmek toplumsal barışa katkı sağlar.

Zekat-infak, olanakların paylaşımı toplumsal refahı, huzuru sağlar. Çatışmayı, kıskançlığı önler.

Kur’an’da, tüm yaşam tarzını belirleyecek içgüdülerle yaratılmamış olan insana, hem yaşadığı gezegen ve kendi yaratılış özellikleri, hem de yaratılışına uygun düşünce ve toplum yapısı hakkında bilgiler verilmiştir.

Kur’an, Yaratıcı’nın, yarattığına verdiği doğru yaşam kılavuzudur denilebilir.

İslam, örtü, ibadet, alkol ile sınırlanamaz.

Pek çok kişinin bunları yeterli görmeleri gerçekte eksikliktir.

Riya, şirk, dedikodu, torpil, israf, kibir, cehalet, sürüleşme, kamu olanaklarını kişisel çıkarına kullanma, işini bilme, işini savsaklama, çevreye, toprağa, tohuma duyarsızlık, yöneticiler konularında titizlenmemek ciddi çelişkilerdir.

Peygamberi, zina ile suçlanan eşini bile dövmemiş, kendi yemeğini pişiren, söküğünü diken bir dinin mensuplarının kadına şiddet uygulaması, taciz, tecavüz etmesi söz konusu olmamalıdır. 

Sonuçta büyük bir çoğunluğumuz, dindarız, iyi Müslümanız diye kendimizi ve birbirimiz kandırıyoruz. Dindarlıktan itibar kazanmaya veya ayıplarımızı bu yolla örtünün altına gizlemeye çalışıyoruz. Üstelik bu riya[1] ile ibadetlerimizi, sadakalarımızı boşa çıkarıyoruz.

Ama aklımızdan geçenleri ve yaptıklarımızı başımızda türban da olsa, kask da olsa, açık da olsa Allah biliyor.

Bizi de görüntümüze göre değil, yaptıklarımızla yargılayacak.

Kimin ne kadar inançlı olduğunu bilmiyoruz.

Allah’ın kimden hangi günahları affedeceğini bilmiyoruz.

Şirke bulaşmamış, çevreci, barışçıl, okuyan öğrenen, aklını kullanan, özgür iradesiyle karar veren, emeğinin karşılığından fazlasını istemeyen ve bundan başkalarına pay çıkaran, israf etmeyen, aklını, bilgisini ve olanaklarını insanlığın faydasına sunan, ama ibadet etmeyen, içki içen, başı açık inançlı bir insan cennetlik midir? Allah bilir!

Diğer taraftan, şirke bulaşmış, şeyhten cennet vizesi, yatırdan torpil, cemaatinden siyasi-ticari ikbal bekleyen, kibirle insanları cennetlik cehennemlik diye yargılayan, mezhepçilik tarikatçılıkla inananları bölen, işini bilen, dindarlık gösterisi, riya ile itibar, siyasi, ticari çıkar kazanmaya çalışan,

ama ibadet eden, alkolün kokusundan, heykelden bile uzak duran, başörtüsünü cihat meselesi haline getiren cennete gider mi? Elbette onu da sadece Allah bilir!

Nasıl ki, yediğimiz içtiğimizden sadece kendi vücudumuz etkileniyorsa, her kişinin yaptığı da kendi hesabına yazılıyor.[2] Marifet düzene uymak değil, pisin çokluğunda temiz kalabilmek.[3] Bu konuda karar kişinin kendisine kalmıştır, ya aklını ve vicdanını kullanır veya seçtiği sürüye katılır, onların gittiği yere gider.

[1] Maun, 4-6

İlgili ayetler için Yaşar Nuri Öztük’ün, yorumsuz, kelimelerin tüm anlamları verilmiş olan,  “Kur’an Meali”ne bakılabilir. Yine,www.kuranmeali.com sitesinden Yaşar Nuri Öztürk’ün yaptığı çeviriye ulaşılabilir.

[2] Bakara, 110; Yunus,30;Haşr, 18

[3] Maide,100

 
Toplam blog
: 174
: 4451
Kayıt tarihi
: 19.06.09
 
 

1958  doğumluyum. Arkeologum. Evliyim. Çocuğum yok. Çalışmıyorum. Yıllarca çalıştıktan sonra, zam..

 
 
 
 
 

 
Sadece bu yazarın bloglarında ara