3844 yazı bulundu
Sıralama :
Yetmişli yıllar... Yüksek öğrenim yılları... Okulda yatılıyım. Evimiz İstanbul’da ama ben yalnızca hafta sonları gidiyorum eve. Okulda kalıp ders çalışmayı yeğliyorum. Dersler oldukça ağır; bütün zamanımız derslikler ve kütüphane arasında geçiyor. Ye...
Bugün güzel bir hikâye yazmak için oturmuştum bilgisayar karşısına. Ama her zaman istediğimiz gibi olmuyor. Hep planlar yapıyoruz. Yarın şunu yapayım, haftaya şuraya gideyim, yazın dedemleri ziyaret edeyim falan filan… Ne kadarını yapabiliyoruz? Ö...
"Hadi Allahaısmarladık. Soğuk aldın kendine iyi bak. Kardeşlerini ihmal etme, onlara göz kulak ol." deyip sarılması ve öpmesi hala gözlerimin önünde. Sevgisini sarılarak, en küçüğümüz dışında, göstermeyen annemin davranışını yadırgamıştım. Nereden...
Yaşıyoruz. Kimi zaman nefes alıp vererek. Kimi zamansa nefes alıp verdiğimizin farkına dahi varmadan. Kim bilir bazen, farkına varmak istemeden, bundan kaçınarak.Yaşamımıza bir insan ekleniyor. Günler yaşıyoruz beraber, öyle veya böyle ya da şöyle...
30.06.1987:Saat 23–00 Bu saatte alınan bir bilet ile ilk kez göreceğim yerleri, karanlığın içinde görüp hafızama kaydedeceğim konusunda hiçbir fikrim yok. Yıllar sonra başına geleceklerden habersiz! İstanbul gibi her iki denize (Karadeniz ve Marmara ...
Uykusundan, mide bulantısıyla uyandı... Kaç gündür hem midesi bulanıyor hem de devamlı uyumak istiyordu. Kendi kendine söylendi, sanırım üşüttüm şimdi Türkiye' de evde olsam hemen bir nane limon kaynatır rahatlardım ama buralarda kuru nane bulabili...
15 gündür masamda bir yazı vardı. Benim oğlan bırakmış, bak baba yazıda yanlış kelimeler var mı diye; kağıtların arasına karışmış. Bugün okudum. İnsanın kalbi fırtınalar dolu, bir derya gibidir. Kah eser, kah da durulur. O an; bu yazıyı okuduktan ...
Çektiği acı gözlerinden okunuyordu.. Yüreğini kaplayan sıkıntı öyle bir yerleşmişti ki.. Gitmeye hiç niyeti yok gibiydi.. Aynaya baktı.. Ağlamaktan şişmiş gözlerinde birazcık da olsun umut aradı.. İnce zarif elleriyle yüzünde gezindi.. Torbalanmış gö...
Askerim... Maraş’ taki ilk haftam alışmaya çalışmakla geçti. 70 kişilik koğuşta, ayak ve ter kokusu, horlamalara rağmen uyumak zorunda olmak, demir bardaklarda şaplı çay içmek, iki üç saatte bir içtimaya çıkmak, sayılmak, her durumda ‘Emret kom...
Doğaüstü olaylara inanmazdım, ta ki o gece başıma gelen o garip olaya dek. Üstelik halüsülasyon da olamazdı; tanığım vardı. Nedense o zaman hiç korkmamıştım; oysa bugün hatırladıkça ürperiyorum. Çoğu zaman insanın anlam veremediği, aklının kavrayabil...