Tanımadığınız bir kişiyi hayal etmek değişik bir duygu. Hakkında hemen hemen hiçbir şey bilmiyorsunuz, ama o sizin eve misafir olarak geliyor… “ Anne, elime bir kağıt verecekler, kağıdın üs..
Elmaların mevsimi şimdi. Köy pazarında, bir erkek elma satıyordu. Onları bir dikdörtgen sepete dizmişti. Bir sıra sarı, bir sıra kırmızı, bir sıra yeşil ve sonra yine sarı... Durdum ..
Bugün 27 Eylül 2010, bir yaz, yine sona eriyor ve altın renkli sonbahar geliyor. Sonbahar serinliğini hissediyor oldum, sabah ve akşam saatlerinde. Aynı zamanda gündüzleri, hâlâ güneşin sıcaklığın..
Bir söz... "Ben sahip olduklarımın tadını çıkarmayı öğrendim hayatta. Sahip olamadıklarımın ve olamayacaklarımın acısına ise ayıracak zamanım yok. Hayat çok kısa." demiş Mina URGAN. Bir arkadaşı..
Rahmetli ananemin bir sözü vardı; Hayat bir komposto kavanozu kadar renkli - içinde meyveler var, fakat bolca da su... Nereden aklıma geldi... Bu yaz sıcaklarında, baktım ki evde gazlı soğuk iç..
Geçen hafta fark ettim; pazar notları yazmak hoşuma gitti…Pazar sabahın sessizliğinde, bir şeyler karalamak çok keyifli. Yazmak bana terapi gibi geliyor, rahatlıyorum, keyif alıyorum, kendi kendim..
Sabahları erken kalkmayı seviyorum. Ne kadar geç yatmış olsam da, pazar günü dahil, sabahın erken saatlerini hiç kaçırmam. Bir günün daha başlamasını izlemek, bana heyecan veriyor. Kahve aroması.....
Miliyet Blog’un en sevdiğim yazarından birisi Ali Gülcü imzalı bir günce okudum dün. http://blog.milliyet.com.tr/BlogNo=209071 Kendine has üslubuyla, kitap hakkındaki düşüncelerini paylaşmı..
SİZ HİÇ AĞAÇ FİDANI DİKTİNİZ Mİ? Bugün bir günce okudum. http://blog.milliyet.com.tr/Sen__hic_sevdigine_nar_taneledin_mi_/Blog/?BlogNo=206477 Çok güzeldi. Nar ağıcı ile ilgili ben de bir şeyler..
Saatler gece yarısını geride bırakmış. Vakit geç, çok geç. Sokak lambaları, çiçekler gibi parlıyorlar ve esrarengiz bir ışıkla aydınlatıyor etrafı. Çok güzel! Âdeta duru bir zindelik var ..
Doğduğum ve büyüdüğüm şehir Kırcali, Bulgaristan. Yıl 1964. Makina Mühendisiyim. Evli ve iki çocu..