Bir hiç’ lik uğruna bin hüzünle soldu yaşam gözleri kamaştıran karanlığında deryası çalınmış soluğa çırpınıyorken göz bebeklerin sana ağl..
Öremediğim duvarları örttüm kendimce her şey çok uzakta kalmalı açıldı hayâllerimin ayası çektim aldım içinde kaybolanları majör bir savaşım var kendimle ..
eğri taşlar nasıl durur üst üste nasıl denklenir yeniden nasıl bir araya gelir dökülenler yarına kalan beklemelerin aheste ayaklarında cevapsız sorular
ayrı pencerelerden bakıyorsunuz dünyaya yeni gelen, hayat türküleri getirirken ağzında yankısız yansımasız senin çağrın, avazın sana dönmeyen gün ufukta ya..
acıya yenilmeden/cabbarca geçip toz duman yıkımın arasından diğer akşamlar gibi, buna da alışacaksın içinde bağıran korku /aslında sönen renklerin belirsizliğiyle
sonbahar yorgunuyum ne içime sığıyorum ne dışıma ömürde kış yaklaşmakta ne yaptı(k)m dünya için her yer kargaşa /kavga ve ölüm topraklar, kan içiyo..
11 temmuz 1995 teyaptıkları katliamın izleri asla silinmeyecek... (çocukken ,Türkiye’ye gelmeden önce, kapı önünde patlayan bombanın hayatını aldığı küçük kardeşini yitiren Babam’a ve tüm B..
Ve yeni bir rüya görmek için uyanırsın güne değiştirmek için ezberlerini artıklarından silkeler yaşam bezini, geçersin eski gölgeleri bir umutla başlar çizimler, yen..
kayıp gider anılar elimizden cam aynadan yansıyan günde azar azar solar ışık uyurla, uyanıklık arasına geçer zaman yaşamadan atlanmış çocukluğa gid..
Atmacanın ellerinden kurtulan serçenin yüreğiyle sığınıp /kandın gecenin diline tuzağa düştün keklik gibi artıyor ağrısı hangi yer, hangi zamandı
Güzel Sanatlara tutkulu, Türk sanat müziği hayranı, deniz ve İstanbul âşığı şiiryazar bir fâni....