EYLÜL… Otogardan indiğimde saat gece 10’u çoktan geçmişti. Üstelik deli gibi bir yağmur sanki peşimden kovalıyor, kovalamakla kalmayıp banyo yaptırırcasına bütün bedenimi ıslatıyordu. Bekâr e..
Uyandığında Servet yatağın hemen yanı başındaki koltukta uyuyordu. Yatağında doğruldu, yastıkları sırtına verdi. Seyretmekten hoşlanırdı Servet’i. Sakalları birkaç günde bu dağ evinde hemen uzamaya..
CAN… Merhaba. Şehre bugün döndüm. İşlerim aksadı da aksadı. Bazen öyle olur, iş bir ters gitmeye başladı mı devamı çorap söküğü gibi gelir. Mutluluğu kaçırmanızın bir sebebi olarak ..
CAN… Hoş bir doğum günü kutlaması olmuşa benzemiyor farkındayım. Yarın belki bir özür mail’i göndermek zorunda kalacaksınız biliyorum. Olur, böyle şeyler boş verin o kadar kafanıza takmayın..
CAN… Aslında yaşamın boyunca kimsenin beni belli bir kalıpla damgalamasına aldırmadım dostum. Kuralcı insanların kalıplarına da sığmayı denemedim hiç. Sadece bazen aklıma takılır, düzenli b..
CAN… Ne bahar, ne ilkbahar; ikisinin arasında bocalıyor mevsim. Öykülerden, şiirlerin ilk mısralarından; şairlerin doyulmaz sarhoşluklarından geçiyorum. Birkaç metrelik toprak parçasına çiç..
Kapıda kendinden memnuniyetsiz bir adamın ilkbaharı var. Kapalı havalarda kendine biraz somurtuyor. Güneş doğunca bahar geldi sanıp dışarı çıkıp biraz üşütüyor. Biliyor kendisi de aslında yaşanacak..
NUR… Kışın uğramadığı şehirlerde çiçek kokuları alışıla gelmiş kokulardandır. Ta’ki bu şehre yaz sıcağını aratmayan güneş kadar yakıcı bakışların uğrayan adam gelene kadar. Dedim ya, kışın ..
CAN… Gökyüzü, güneşin gidişine üzülüyordu renklere boğulurken. Beyazı griye sevdalı, kırmızısı yanık mı yanık; bir de turuncusu var ki ağlamaklı. Adam, güneşe sevdalıydı sanırsam. Kovaladı ..
CAN… Gözlerimdeydi o an belki de hasretin. Dağların en yüksek yerindeydi ruhum seni özlerken. Dudaklarımda deniz tuzu duyumsadım bir an. İrkildim… Bu tad, hiç yelkenli şişirilmemiş ..
Emekliyim, köpekleri çok severim. Fotoğraf ama anlam saklayan fotoğraflara bayılırım. Yazmak uzun..