(Geçen sayıdan devam…) Eski günleri şöyle bir düşünüyor da insan… Ekmek yapacağın unu elde etmek için, buğdayını çuvallar koyar, bu çuvalları ata katıra veya eşeğe yükleyerek dağlar..
Yaz aylarını İncrköydeki evimde geçiriyorum. Çoğu kez eski yaşantı ve anılar gelip geçiyor içimden, gözlerimin önünden. Şöyle eskiyi bir düşünüyor, yeniye bir bakıyorum da… İşte… ..
Aaaah! Ah…! Seni nasıl özledim bir bilsen, nasıl özledim. Biliyorum cennettesin, babamla, canım yavrucuğumla berabersindir, orada rahmetli kızım Osen’ime bakıyorsundur herhalde, canım kızı..
Hayvanlarla ilgili bazı inanışlar Delik taş Keçiler ve hayvanlar hasta olmasınlar diye, delik taştan veya köklerden, ağaçlardan, doğal olarak oluşan kemer gibi yerlerin altından geçirilir..
Köy okulunun penceresinden bahçede oynayan çocukları seyrediyorum. Birinci sınıfa yeni başlayan bir çocuk dikkatimi çekti. Arkadaşlarının arkasından koşarken adımlarını atışı normal gelmiyord..
“Hatıralar, kocamış beyinlerin koltuk değnekleridir.” derler. Ben de bazen bu koltuk değneklerini elime alıveriyorum. Çok değil, şöyle 50-60 yıl kadar öncelerine, o günleri yaşadığım çevrelere..
En ( bel-işaret ) Yörüklerde keçiler kulak şekillerine göre sınıflandırılır. Kulağı yumuk olan keçiye “körük kulaklı” denir. Keçinin kulağı açık ve enli olursa bu keçiye de “yaprak kulaklı” denir..