Hani olur ya: Söylemek istersin… Dilinin ucuna birikir sözcükler… “Tamam” dersin, yakaladığın bu Ân’a değer… “Konuş Yürek!..” Yutkunursun… Dünya durmuştur sanki ..
Renkler kıvranıyor avuçlarımızda Düşler sızlanıyor ömür yazımızda Sapsarı yapraklar saçlarımızda Bir damla neşe yok ufuklarımızda Hayaller eriyor ölgün yolumuzda Ümi..
Her dönemin bir gençlik anlayışı olduğu gibi şairlerin ve fikir adamlarının da farklı gençlik anlayışları vardır. Âkif’in tasvir ettiği Gençlik ÂSIM’la SEMBOLLEŞİR… “Âkif Bey’in Âsım’..
Şu birkaç gündür bir parça yorulduğumu hissediyorum. Ama yorulduğuma da değdi, hani. Hem zaten arada sırada silkelenmeli insan. Kendine gelmeli… Oturduğu yeri, baktığı yeri, gördüğü yeri, yazı ya..
Hayat, öylesine büyük ibretlerle dolu ki… Bu “ibretleri” görebilmek için; bilir bilmez, yerli yersiz “ben” demeyi, kibirlenmeyi, “en akıllı kendini” zannetmeyi terk edebilmek gerekir.Önümüze serile..
“Az konuşup çok dinlemeyi” sevenlerdenim. Sanki, bana öyle gelir ki; “suskunluk içinde” manzarayı keyifle seyrederken, toz duman içinde bağı mı, bağcıyı mı dövdüklerini bilemeyenlerden; “balık”,”ha..
İnsanlar, zaman zaman çok söz söylemeyi marifet saydıklarında, kendileri dahil “konuşan”, ”susan”,”düşünen”,”anlatan”,”yazan”,”gören” hiçbir canlıyı anlamaz konumuna düşüyorlar. Ya da “damdan ..
Telefonun diğer ucundaki tanıdıktı. Ama söylenen cümlelerin bir tanıdık sesten gelip gelmediğinden emin olamadığı için “yanlışlıkla aranmış olabilir” diye düşünerek, bir âN tereddüt geçirdi. Telefo..
Biliyordu!.. Bu dünyada, “yüreğinde paha biçilmez bir yeri olan şehir hangisi” diye sorsalar ona. Ta ezelden ve ta içinin derinliklerinden gelen kararlı bir sesle, biliyordu bu sorunun cevabı..
“İnsanın değeri nedir?” sorusuna Hz. Mevlânâ, çok kısa ama çok derin cevap verir: ”Aradığı şeydir…” Kendime sordum, ben de… “Neyin peşinde koştum bunca yıl?” “Ben, tam da şu ân’da, o aradığ..