Toroslar’ın eteğinde, Gülnar’a bağlı, toprak damlı genellikle tek katlı taş evlerin bulunduğu küçük bir sahil kasabasıydı, doğduğum ve çocukluk yıllarımı geçirdiğim Gilindire. Halkı yöredeki diğer ..
Kış ortası. Kıyıya oldukça yakın yürüyorum. Dalgalarının ayakkabımı ya da pantolonumun paçalarını ıslatmasından korkmuyorum. Deniz çarşaf gibi, masmavi. Gökyüzü pırıl pırıl; kara bulutlar dinlenceye ..
Tane tane konuşan, hazırcevap, nüktedan, ağzından bal akan, her çeşit fıkrayı çok güzel anlatan ve insanları sıkmadan kendisini dinletmesini bilen birisiydi, eski kültür ataşelerimizden eğitimci ..
Güneşli bir ocak sonuydu. Üç gündür yağan yağmur da mola vermişti. Yukarıda kara bulutlar dağıldı, gökyüzü masmavi. Denizin rengi ise henüz düzelmemiş. Bulanık. Üzerinde odun parçaları. Severim böyle..
Taşmasa, Aydıncık’ta üç yüz metre rakımlı bir tepe, bir seyirlik. Karşıda, masmavi denizde küçücük adalar. Karadan denize doğru esen poyrazlı havalarda, ta uzaklarda ise Kıbrıs. Taşmasa’nın çevres..
Sabahtan beri yağan yağmur durdu sonunda. Dama çıktım, çevreye bakmak için. Kara bulutlar çekip gitmiş, güneş de sıcak yüzünü göstermişti. Aşağıda deniz maviliğini kaybetmiş, kızıl deryaya dönüşmüş..
Bazı yıllar taşardı, Kapız Deresi. İki kızıl kayanın arasından coşar gelirdi, bazen kış bazen bahar aylarında. Tomruk, odun, kökünden sökülmüş ağaççıklar getiren sularla çıkardı yatağından. Yıkard..
Taçlı, taçsız rengârenk dağ laleleri bürümüş çamların dibini. Adamotları mor mor çiçeklerini açar da emzikler takmaz mı beyaz, kırmızı, mor küpelerini. Yörük Tepe’ye varıyoruz. Çan sesleri, köpek ..
2000’ li yıllara girmek üzereydik. Anayol üzerinde yaptırmakta olduğum, çatısı sac ile kaplı, tek katlı dükkânın kabası bitmiş, ince işleriyle uğraşıyordum. Bir araba durdu. Yenikaş köyünden Tufan ..
Aydıncık’tan İstanbul’a gitmek üzere yola çıktığımız zaman, gökyüzü masmavi, deniz de çarşaf gibiydi. Haziranın ilk haftası olmasına karşın, yaz kendini iyiden iyiye duyumsatıyordu. Bolu yakınların..