Uzun kristal kadehin içinde ışığın kırıldığı sarımsı saydam rengi ve aşağıdan yukarı dans ederek yükselen minik kabarcıkları bir süre seyretti… Kadehi ağzına yaklaştırırken derin bir ne..
Elma dolu bir ağaca takılırsın.. Hepsi aynı kırmızılıkta aynı büyüklükte değildir. Genel de albenisi yüksek olanlar, dalda da en yüksektedir. Bir tanesini koparma şansın vardır. ..
Bir tuhaftır insanoğlu.. Sevmek ister de, yolunu bilmez. Sevilmek ister de, sevmeyi bilmez Gönlü kabarır coşar da, taşmayı bilmez Mutlu olur da, mutluluğun ne olduğunu bilmez. ..
Baktım “… ne olursan ol, yine gel…” diyor Tam da beni tarif ederek… Zaten kapıdaydım…hiç gitmemiştim ki… Eşikteydim, menteşedeydim, kilitteydim… Oradaydım d..
Kazak Abdal üstadımızın Romanya Türklerinden olduğu ve 17. Yy. da yaşadığı sanılmaktadır.. Bir adının da Ahmet olarak bilinir. Bizim Deliormanlılar, üstadın "kenarı taşlı mendilinin" hala ..
Söylenceye göre II. Murat dönemidir bindörtyüzlü yıllarda Kaygusuz Abdalın çağında, yaşananlar.. Hali vakti iyidir, baba malı haktır, helaldir ama bizim Abdalımız “kaygusuz” ya. Vurur..
Heyttt bre Ahmet50… yürü bre… kim tutar seni dedim… Nedim kardeşin nazik siparişlerini alınca…. Deli Boran, Kaygusuz Abdal, Kazak Abdal… Bunlar büyüklerimiz, ağır abilerimiz… <..
Tezgâh açtım insanlık pazarında Mutluluk satıyorum alana, Herkes ihtiyacı olanı alır... Mutluluk satıyorum alana, Herkes kendinde olanın fazlasını satar.... dedi.. ..
Sonbahar Vurgunu Deterjan, fırça, çamaşır suyu Anılarımı sileceğim. Öfkeden zırh diktim yüreğime Hasretin hakkından geleceğim… Gözyaşı akıttım içime Yüreğ..
Gönül bu... Açamadan solan tomurcuğum Koklanmamış dağ çiçeğim Yaban gülüm, bahar gülüm, kır çiçeğim Çölde açan kardelenim benim.... Yazılmamış bestem, melodisiz güft..