Pazartesi sabahı mesaiye henüz başlamıştık ki Karl Liebkneck Stadındaki (Babelsberg)şantiyenin sorumlu bauleiter’i beni çağırdı. Kahve kokulu barakasına girdiğimde gardımı almış, olası sorularına k..
Geçenlerde dikkatimi çekti, biraz araştırınca ilginç verilerle karşılaştım. Biliyorsunuz, bazı arkadaşlarımız zaman zaman sayfalarındaki sayısal verileri bizlerle paylaşıyorlar. Bana kalırsa çok da iy..
İtiraf ediyorum efendim; blog kategorisinde olup bitenlerin sorumlusu bu satırların naçiz yazarıdır. İnanmıyorsanız lütfen ana sayfasına bir göz atın. Yazdığı yazıların yüzde ellisi blog kategorisinde..
“Sadece bu haftalık valla billa” diyerek soktum onları caminin pansiyonuna. Bizim çocuklar pek mırın kırın etmedi ama Dirk ve Martin başımın etini yediler. (Ne de olsa Almanlar tabii.) “Yasak ama bira..
“749071 numaralı MB üyesi uçaktan inince onu yağmurlu bir Berlin karşılar. Vatanında geçirdiği iki hafta çabucak geçmiştir işte. Yorgundur, bitkindir; ( Bir fincan kahvenin 15 liraya satıldığı) İst..
Doktorlar pek tavsiye etmiyorlar ama çeyrek ekmeğin arasında çıtır çıtır kokoreç de pek iyi giderdi doğrusu. Malum kokuyu bastırmak için kimyonunu da eksik etmeden tabii. Hani yani nefis öldürmek için..
Hani derler ya; “Etme kasaba mihnet, kes budunu kebap et” diye… Bizimki de o hesap oldu yani. Haddimizi aştık, paraya da kıydık ve tutup bir kitap çıkardık. Öksüz oğlan misali işte… Tutup kesiverdik..
Sonbaharın tüm dekorları yerli yerindeyken Ekim güneşi oldukça cömert… Yeşilden sarıya ve hatta kırmızıya uzanan gazel yağmuru usul usul yağıyor simit sarayının bahçesindeki masalara… Dik göğüsleri..
Benim doğduğum yörelerin tek katlı ve geniş bahçeli evleri, bu evlerin de fesleğen kokulu çocukları vardı. Çağla ağaçlarının tepesinde sincaplar gibi dolaşmak, aylak aylak İzmir Körfezi’ne girip çık..
Artık açıklamanın zamanı geldi sanırım. Olmayacak böyle. O da zaten "sen bilirsin" dedi. Benim başıma yıktı her şeyi. Huyum kurusun, sevmem imayı, kinayeyi ve cinas yapmayı. "Pat" diye söylerim ne s..