Dün, İstiklal caddesindeki büyük bir kitapçının içine girer girmez son çıkanlar reyonunda gördüğüm bir kitap ilk bakışta ilgimi çekti. Çünkü kitabın kapağında Kargamış’ın Ana Tanrıçası Kubaba’nın resm..
Milattan iki bin yıl önce Anadolu’da küçük beylikler vardı. Başlarında “bey” yada “prens” olarak tabir edilebilecek yöneticilerin olduğu bu beylikler kendi başlarına bir yönetim birimi oluşturuyorlard..
Bir zamanlar insanlarla dolu, her taşından hayat fışkıran bir kentin yapayalnız ve ıssız kalması ne kadar acı verici bir şeydir hiç düşündüğünüz mü? Ben ne zaman eski ve terkedilmiş bir kenti ziyaret ..
Yaşadığım anın değerini bilmek istiyorum artık. Geçmişi özlemek ucu yaşanmış bitmiş günlerin kapısına açılan küçük bir odaya hapsediyor beni. Günü yaşamak ve bunun güzelliklerini doyasıya hissetmek is..
İnsanlar ölülerini çeşitli törenlerle gömmeye henüz paleolitik yani Eski taş çağındayken başlamışlardı. Ölen kişi için cenaze töreni olarak adlandırılabilecek bir takım uygulamalar yapmak ve mezar kaz..
Hepimiz eğitim hayatımız boyunca edindiğimiz çeşitli bilgilere sahibiz. Ancak çoğumuz bu bilgileri sadece akılda tutulması gereken bir şey olarak benimsiyor, sorgulamıyor ve olduğu gibi kabul ediyoruz..
Eski evleri çok severim, aynı yüzyıllar öncesinin içinden günümüze kadar ulaşmayı başarabilmiş antika nesneleri sevdiğim gibi. Eski evler ve her türlü antika nesne büyük bir merak ve hüzün duygusu yar..
Birbirinden güzel kızların çeşit çeşit giysilerle podyumda salınarak tüm cevherlerini gösterdikleri güzellik yarışmalarının kökeninin çok ama çok eskiye gittiğini biliyor muydunuz? Eğer bilmiyorsanız ..
Kaçıp gitmek istiyorum buralardan. Huzurla nefes alabileceğim doğanın hala tüm güzelliğiyle kendini hissettirebildiği nadir yerlerden birine gitmek istiyorum. Uzaklaşmak isitiyorum İstanbul’un insanı ..
Geçmiş, acı ve tatlı anılarıyla içimizde yaşamaya devam ediyor. Geçmiş, anlamsal olarak olup bitmiş birşey olarak algılansa da aslında biz de bıraktığı etki ölçüsünde karakterlerimizi, hayata bakışımı..