Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

11 Mayıs '16

 
Kategori
Blog
 

Milliyet Blog Editörleri ile söyleştik. Editörlük kuramsallaşmamış bir hayalet mesleği midir?

Milliyet Blog Editörleri ile söyleştik. Editörlük  kuramsallaşmamış bir hayalet mesleği midir?
 

         Editörlerimize, sizler için sualler sorduk, cevaplar aldık Hani ya, editörlerimizin dünyasını merak ederiz ya. Ama, hiç merak etmeyenlerimiz de var.  Elçiye zeval olmaz derler. Sizler için işte:

                                            “SUALLER,  ve  CEVAPLARI”

1- Editörlüğün en zor yanı nedir?“Ah bunu ne siz sorun, ne ben söyleyeyim”. “İşsiz kalmak”

2- Editörlüğün yanı sıra blogculuk da yapıyor musunuz?“ Nerde o yoğurdun bolluğu. Günde 50 yi aşkın blog okumaktan imanımız gevriyor”

3- Editörler, blog okuya okuya, dağarcığını zenginleştirir mi?  “Hep öyle söylenir. Sadece bilgiyi tekrar etmiş oluruz.. Laf aramızda hangi birisine bakmaktan, kıblemizi şaşırdık".

4- Laylay’ lom’ yazılarını onaylarken, ne hissediyor sunuz? “Mesleğimiz itibariyle, olumsuza, olumlu yaklaşmayı, şiar edinmişizdir. Her yazı mukaddestir.

5- Rüyanızda blogcuları görüyor musunuz? “Şimdi sırası mı bu sualin? Biz, yorgunluktan rüyalarımızı kaybettik. Ne demek yani?!”

6- Bir blog sitesi kursanız, blogculardan yanınıza alacak olduklarınızı belirlediniz  mı?“ Özel listeme bakmam lazım.”

7- Meslek hayatında sizi en çok üzen olaylar? “Yoğunluktan üzülmeyi, sevinmeyi, yemeği, evi, arkadaşları unuttuk valla.”

8- Okuduğunuz bir mizah veya hiciv, sizi güldürebiliyor mu?  “Aa, ne demek şimdi o? Biz insan değil miyiz?”

9- İçinizden kızdığınız blogcular var mı? “Biz kızmayız. Böyle programlanmışızdır. ( Lütfen röportaj sonrası gel de görüşelim. Lütfen bu kısmı yazmayın.)"

10- Sizler için gizemli, sır vermez, baş verir diye bir kanaat var. Öyle midir ?“ Gizemli olsan ne yazar, olmasan ne yazar?  Bunu sizler uyduruyorsunuz. Gizem, mizem karın doyurmuyor.”

11- Siz karada iken, birisi blogcu, diğeri genç bir kız var.  Sandalları devrilse, önce hangisini kurtarırsınız? “İkisini de. Ne yani, ne demek istiyorsunuz?!”

12- Blogcular arasında, kendinize yakın hissettiğiniz kimse var mı? “Herkese aynı mesafeden bakarım. Yazılara da öyle. Onların yazısı ilgilendirir beni. Şasi’si eğri, kaportası kapanmaz, far ayarı bozuk olanlar bizi ilgilendirmez.

13- Beğendiğiniz blogcuların yazısından dolayı, kendileriyle tanışmak ister misiniz? “Bizler sanal aleme göre yönlendirilmişizdir. Beğeni, yazı okunup, bitinceye kadardır. Bu işler kolay değil öyle!”

14- Editörü tarif eder misiniz? “Ağzı var, dili yok, klavyesi var, bloğu yok. Ananı çok, soranı yok. Arabası var, deposu yok. Blogcusu çok, arkadaşı yok.  Aşkı var, muhatabı yok. Çok çalışır, az aşınır, aşındığı ile kalır. “

15- Blog kategorisine, “Tarağımı, takma dişini kaybettim. Kümesten tavuğum kaçtı,  göreniniz var mı?” deyip yazı sokuşturanlara  tavrınız nedir?  ”Blogla ilgisiz yazıyı, bu kategoriye sokanları, tanıyoruz, biliyoruz. ‘Bir arkadaşa bakıp çıkacam’ demeğe getirirler ama, atladığımız da oluyor haliyle.

16- Kitabınız var mı? “Kitabı olmayana “kitapsız” denildiğini bilmiyorum mu zannediyorsunuz. Onu öyle sormayalım lütfen.

17- Sizce uzun yazan mı, kısa yazan mı makbuldür?“Tarlanın ufak taşlısı, ineğin öküz başlısı, berberin solumazı, tellağın terlememesi, nasıl makbulse, kısa yazan da öylesi makbuldür.”

18- Mimlediğiniz blogcular oluyor mu? “Tilki tavuk kebabı yer misin diye soruyor gibisiniz. Güldürmeyin insanı. Biz de insanız elbet. Bırakın o konuyu da içimizde kalsın. Biz de insanız, bizim de canımız var.

19- Okuduğunuz bloglar arasında, çok hoşunuza gittikleri oluyor mu?  “ Eh, oluyor ama, hangi birini akılda tutarsınız.

20- Bir bayan blogger bir yorumunda  “Burası  kesinlikle bizi hak etmiyor” derken ne demek istiyor?  “ Çanak suallere cevap veremiyorum”

21- İlk yazısını “BLOG kategorisinde” yayınlarsa bir yazar, aklınıza ne gelir?“ İşi biliyor, derim, alnından öperim.

22- Blogcuyu, üslubundan dolayı tanıyabildiğiniz oluyor mu? “Mesleğimizin bam teline bastınız. Zurnanın zırt dediği yer işte burasıdır. Siz de az değilsiniz hani.”

23- Bloğun ağır toplarını sayabilir misiniz? " Hmmm! Bunu bana soran "Hafif toplarını da, işe yaramayanını da sorar. En iyisi, bu sualinizi es geçeyim, gramaja bile gelmeyen bazı hafif  toplar gücenmesin.

24-  “85 bloğuna karşılık” ortalama okunması “7143 olan” nadir bir blogcu, ayrılık sinyalleri veriyorsa, idareci olsanız ne yapardınız?“ Dur gitme, n’olursun” diyecek halimiz yok. Milliyet.com.tr’ye yazar olsun diye tavsiyede bulunurdum.

25- Rüyanızda hiç blogcu görüyor musunuz?  “Ben size sorayım, her  üç öğün aynı, devamlı  yahniyi yer misiniz?

26- İzinliyken de, gazete okur musunuz? “Blog okuyacak halimiz yok ya!”

27- Onay için verilen yazıların akıbeti, size mi, idareye mi aittir. “ Onayı geciken yazılardan söz ediyorsanız, at benim değil mi, dama kadar binerim derim.”

28- Güzel bir blog yazısı karşısında: “İşte yazı bu, helal olsun “ diye içinizden geçirdiğiniz oldu mu?  “Zıkkım olsun” diyecek halim yok elbet.

29- Neden editörler, hep merak edilirler? Neden?“ Öyle ya. Sizin gibi blogcuların diline düşersek, böyle olur. Bizlere sormadığınız  şu kaldı: “Bizler gibi nefes alıyor musunuz?” sorun da merakınız gitsin bari

30- Sabah sabah sinirli bir haliniz var. Hep böyle misiniz? “Ben olmayayım da kim olsun. Hep aykırı sualler soruyorsunuz.

31- Bir resminizi çekebilir miyim?  “Hayır lütfen. Baş yönetmenimiz resim konularında çok hassas. Baltayı taşa vurmak istemem”

32-Editörlük, kuramsallaşmamış bir hayalet mesleği midir?” Sizin hiç işiniz yok mu? Hep böyle şeyler mi sorarsınız? Bizler hayaletsek, peki, sizler ne oluyorsunuz?

 Röportaj sona erdiği zaman, “ hayali editör” muhatabıma, teşekkür ettim. O da, ziyanı yok, 750 adet yazıyı okumaktan oldum. Şimdi telafi ederim “ dedi. El sıkışıp ayrıldık.

N O T: Bundan önceki 4 yıl önce, aynı yazının (İLK) versiyonu bu link'tedir. Ve editörlerimiz hakkındaki ilk yazıdır blog'larda. Okumak için tıklayın.

http://blog.milliyet.com.tr/Editorlerimiz_ve_biz___/Blog/?BlogNo=92773

 

 
Toplam blog
: 1616
: 918
Kayıt tarihi
: 13.08.06
 
 

Hayatın dikenli yollarından geçmenin  sırrı, aralarından çabuk geçmektir. Ümit, naylon çorap giyd..