Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

25 Şubat '12

 
Kategori
Siyaset
 

Nasıl ölümsüz siyasetçi olunur - 1

Nasıl ölümsüz siyasetçi olunur - 1
 

Not: Bu yazı dizisi 3 bölümden oluşmaktadır

2. bölüm için BURAYA tıklayın

3. bölüm için BURAYA tıklayın

 

---ÖLÜMSÜZLÜK---

Ülkemizde başbakanımızın partisi, siyasi yaklaşımı vs. ile ilgili yaklaşık 10 yıldır (2012 itibariyle)bir tartışma devam ediyor. Ancak bu zaman zarfında hala başbakanın ne yapmaya çalıştığıyla ilgili farklı fikirler ortaya atılmakta.

Bu kadar tartışmanın odağında olan bir isim ve bu ismin partisi nasıl olabiliyor da 3 dönem üst üste seçim zaferi kazanabiliyor? Başarısının sırrı ne? Muhakkak bununla ilgili siyaset analizi yapan pek çok uzman defalarca yazıp çizdi. Ancak benim lafı uzatmaya niyetim yok. Ben kısaca benzetmelerle konuyu özetlemek istiyorum.

2003 yılındaki ilk seçimde başbakanımızın elinde yalnızca bir kalkan vardı. Gireceği amansız siyaset savaşında kendisini keskin kılıçlardan koruyan bir kalkan; dindarlık… Başbakan bu yola girdiğinde imaj olarak elindeki kalkanda “O Allah korkusu taşır” yazdığı için ilk kapı kendisine halk tarafından açıldı. Kuşkusuz belediye başkanlığı dönemindeki icraatları de halkta bir güven yaratmıştı ancak o başarılar bir payeden ibaretti. O payeleri taşıyan askeri ise din kalkanı ile kuşanarak dış etkilerden koruyordu.

2007 deki ikinci seçimlerde ise başbakan elindeki kalkanla yetinmedi. Diğer eline çok güçlü bir silah aldı; icraat. 4 yıl içerisinde süratle bitirilen yollar, projeler ortada gün gibi duruyordu. Başbakan hakkındaki tüm siyasi tartışmalar başbakanın 4 yıllık somut icraatları karşısında anlamsız kaldı ve halk yeniden başbakana hükümeti kurma görevini verdi.

2011 üçüncü seçimlerde ise rakiplerinin beklemediği bir hamleyle başbakan görünmez bir zırh kuşandı. O zırh ki, Türk milletine özgü güçleri olan ve her türlü iç ve dış tehdidi bertaraf edebilme gücüne sahip bir zırh, milliyetçilik. Seçim kampanyası neredeyse tümüyle bu tema üzerine kurgulandı. Milli tank, yerli otomobil derken, cumhuriyetin 100. yılına dair proje ve vizyon ortaya koyma gücünü de yine başbakanın partisi hayata geçirdi.

Benim şahsi görüşümü sorarsanız; başbakanın üzerine giydiği zırh sıradan bir milliyetçilik zırhı olmadığını düşünüyorum. Her ne kadar öyle olmadığı söylense ve hatta alakasız görülse de başbakanın üzerindeki zırh bizatihi Atatürkçülük zırhının aynısıdır. Adına Atatürkçülük zırhı deyin ya da demeyin, bu zırh o zırh. Çünkü çalışan ve icraat ortaya koyan, dış politikada sesini duyuran ve mazlumlardan olmayan, proaktif rol üstlenen, ekonomisini canlı tutan, milli projelere önem veren bir insanın üzerindeki zırha Atatürkçülük zırhı deniyor. O da yaşasaydı bunları isterdi zaten.

Gelelim 2015 seçimlerine… Başbakan elinde kalkan ve kılıç, üzerinde hiçbir şey geçirmeyen bir zırh varken daha başka ne hedefleyebilir? 3 yıl sonrası için tahminim şu: başbakan ölümsüzlük istiyor. Peki bu nasıl olacak? Terör örgütünün üzerine giden başbakan bunun nasıl olacağını bizatihi gösteriyor.

Çünkü tüm icraatlarının üzerine terörü kökünden kazımayı başarmış bir başbakana kimse çıkıp sen falanca için çalışıyorsun diyemez. Dese de dediğiyle kalır. O kişi artık Türk halkının gözünde ölümsüzlüğe kavuşur. O dakikadan sonra seçimde öyle %50 melli kesmez artık. En az %70 oyla iktidara gelinir. Bu da ancak ölümsüzlerin ulaşabileceği bir orandır.

Buna fantastik gözle bakarsak, bunu başaran siyasetçi yeryüzüne Olimpos dağının tepesinden bakmaya hak kazanır. O artık ölümsüzler katına çıkar.

Yazımın son kısmında gördüğünüz üzere bir sosyal analize dayalı kehanette bulundum. Nostradamus öldükten sonra boş kalan meydana naçizane bir de ben el atayım dedim. Zaman bize gerçeklerin nasıl gelişeceğini gösterecek. Bakalım savaşçı yeryüzünde ünvan sahibi bir savaşçı olarak mı anılacak, yoksa Olimpos'a mı çıkacak?

Yazının 2. bölümü için BURAYA tıklayın

 
Toplam blog
: 352
: 2915
Kayıt tarihi
: 05.06.10
 
 

Jack Amca, düşünsel dünyasındaki gelişmeleri dışa vurmak niyetiyle başladığı yazı yazma sevdasına..