Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

13 Ocak '11

 
Kategori
Dil Eğitimi
 

“Beden Dilini” Kullanmak…

“Beden Dilini” Kullanmak…
 

Beden dili ne diyor ?


Günümüz koşullarında herkesin başkasına ayıracağı vakit sınırlı. Size ayrılan kısa sürenin sonuna gelmeden derdinizi anlatmakta bazen kelimeler yetersiz kalabilir. Ama bir bakış, bir duruş, ya da bir gülümseyiş onlarca kelimenin yapamadığını yapabilir. Tabii “beden dili”ni doğru kullanmayı biliyorsanız. 

Beden dili insanlık tarihi açısından en eski iletişim aracıdır. İlk insanların da anlaşma aracı olmuştur. Vücudumuz konuşmamız esnasında kelimelerden daha çok iletişim sağlar. Konuşmanız esnasında “beden dili”niz sizi ele verir. “Sen aslında şunu şunu demek istiyorsun” der. Duygu ve düşüncelerimizi sadece kelimelerle değil, beden dilimizi de kullanarak ifade edebiliriz. Erkeklerin ve kadınların beden dilleri de farklıdır. Evinizde beslediğiniz köpek ya da kedinizin sizinle iletişim kurmak için “beden dillerini” kullandıklarının farkındasınız sanırım. 

Çocuk beden dili de vardır. Siyasilerin beden dili de. Kısacası herkesin bir “beden dili” vardır. Engelli kardeşlerimizin de beden dillerini öğrenmemizde yarar vardır. Önemli olan ”body language ”denen vucut dilini doğru kullanmasını bilmektir. Sınıfta öğretmenin bir bakışı ile öğrencilerini, susturması gibi. Amigonun bir hareketi ile tribünlerin coşturması gibi. Seçim meydanlarında siyasetçilerin de yaptığı da aynı. Bunun için kurslara bile gitmektedirler. 

İletişimin görünmeyen yüzüdür “beden dili.” Aslında her insan beden dilini kullanır. İnsanların yüz yüze kurdukları ilişkilerde kelimeler %10, ses tonu % 30, beden dili %60 önem taşır. Bu yüzden sözel mesajlardan çok “beden diliyle” iletişim kurarız. Karşımızdakinin yüzüne bakarak mutlu mu, hasta mı veya bir sorunu mu var, hemen anlarız. El sıkışmak, el sallamak, başını sallamak, hep beden dilidir. 

Onu dinlerken ağzı açık kaldı !”, “İzlerken kendimizden geçtik.”, “Dersin nasıl geçtiğini bile anlayamadık.”, “Kendini konuşmacıya öyle kaptırdı ki, bizi bile duymadı.” dedirten bu durumlar beden dilini de doğru kullanarak konuşanların yarattığı bir ortamdır. 

Etkili bir konuşma veya ders anlatımında beden dilinin yeri çok büyüktür. Öğretmen öğrencileriyle “göz takibi” içinde olur ve beden dilini de doğru kullanırsa, öğrenci sürekli öğretmenini dikkatli bir şekilde izler ve dersi iyi anlar. Bu nedenle öğretmenlerin “beden dili”ni öğrenmeleri ve derslerinde kullanmaları başarılarını mutlaka artıracaktır. Yalnız öğretmenler değil aslında herkes, iyi bir iletişim kurmak için beden dilini kullanmasını öğrenmelidir. 

Tek başına yapılan sahne gösterilerinde, sanatçıların vermek istedikleri mesajları konuşmasının yanında vücudunu da kullanarak, seyircileriyle bütünleşmeye çalıştıkları bir gerçektir. Bu yolla iletişimi farklı boyutlara taşır. Aslında beden dili “sözsüz iletişim”dir. Bu bir çeşit “beden dilini” ve mimiklerini çok iyi kullanma sanatıdır. Eskiden orta oyunlarında“meddahların” yaptıkları da buydu. 

Sözsüz iletişimin bilinen en popüler öğesi beden dilidir. Beden dili, gözleri, dudakları, başı, elleri, ayakları, omuzları, jestleri, dokunmayı, hareketleri ve duygusal yüz ifadelerini kapsamaktadır. Ağlama, gülme, somurtma, korkma hepsi beden dilidir. Beden dili kişilerin karakterlerini de açığa çıkarır. Karşınızdaki kişinin mutlu ya da üzgün olduğunu jest ve mimiklerinden anlayabilirsiniz. 

Sigmund Freud, bir keresinde bir hastasının sözleriyle evliliğinin ne kadar mutlu olduğunu anlatırken fark etmeden alyansını parmağından çıkarıp geri taktığını fark etmişti. Bu bilinçdışı hareketin anlamının farkında olan Freud hastanın evliliği ile ilgili sorunları çıkmaya başladığında hiç şaşırmamıştı. 

İnsan diliyle çok kolay, bedeniyle ise çok zor yalan söyler. Yalanı beden dilinde de saklamayı herkes yapamaz. Ağızdan çıkanın yalan olduğunu anlamak için beden dilini iyi okumak gerekiyor. Bir insanın gözünün içine baka baka yalan söylemek zordur. Bunu herkes yapamaz. Yalan söyleyen birinin belirli bir süre sonra göz temasından kaçtığı, ses tonunda hissedilir ölçüde değişimlerin ortaya çıktığı görülecektir. 

Beden dilini ifade eden hareketler, kişilerin karakter özellikleri ile alakalı olarak mesajlar verir. İnsanların iletişim halinde oldukları günümüzde beden dilini bilmek hem karşımızdakileri ikna etmek bakımından hem de bizim söylediklerimizin inandırıcılığı açısından önemlidir. Eğer bu dili iyi bir şekilde uygularsanız, toplumda dikkat çekici bir kişiliğe ulaşabilirsiniz. 

Psikologların yıllarca üstünde çalışmalar yaptıkları vücut dili kullanımına göre ikiye ayrılır: İstemsiz vücut dili ile istemli vücut dili. Her insan karşısındakine bir şeyler anlatırken ellerini, kollarını, kaşlarını, göz kapaklarını, ağzını hatta bacaklarını farklı şekillerde hareket ettirir. Bu aslında beynimizin vücut organlarımıza gönderdiği sinyallerle ilgilidir. Bu tamamen istemsiz gelişen bir durumdur ve buna istemsiz vücut dili denilir. 

İstemli vücut dilinde ise insan bir taraftan konuşurken, diğer taraftan da karşımdakini nasıl daha iyi ikna edebilirim ya da etkileyebilirim düşüncesiyle yola çıkarak bilerek ve istemli olarak vücut dilini kullanması durumudur. Her ikisi de çok önemlidir, çünkü bir taraftan hem istemsiz vücut dilimizi kontrol altında tutmaya çalışmalı, diğer taraftan da daha etkili vücut dili kullanmanın püf noktalarını öğrenmeliyiz. 

Psikiyatrist Doktor Güray Gülseren’e göre, sözel dil kadar sözel olmayan dil de sağlıklı bir iletişimde çok önemli bir rol oynar. Çoğu zaman farkında olmadan karşımızdakine sözel dilimizi desteklemeyen ve çoğu zaman gerçek düşüncelerimizi açığa çıkaran mesajlar göndeririz. Ne var ki bunları yorumlarken içinde bulunduğumuz kültür ve sosyal bağlam çok önemlidir. Örneğin, gözlerinden yaş gelmesi mutluluğun da, gerginliğin ya da öfkenin de temsilcisi olabilir. Otururken kıvranmak, sallanmak kaygının ve huzursuzluğun ya da mide ağrılarının göstergesi olabilir. 

Vücut dili için en önemli organlar sırasıyla gözler, eller, ağız, omuzlar ve bacaklardır. İnsanın en anlamlı organı gözlerdir. Gözler her şeyi anlatır zaten, dolayısıyla vücut dili için gözler ilk sırada gelir. Kısık gözlü bakışlar insana şüpheyi, açık gözler merakı, derin bakışlar dikkati, eğik bakışlar üzüntüyü anlatır. 

Göze bağlı olarak kaşlar da hareket edecektir. Kaş çatmak insana kızdığınızı anlatır, kaşlarınızı bir hilal şeklinde kaldırmak karşınızdakine meraklı olduğunuz izlenimini bırakır. Dikkat etmeliyiz, gözlerimiz karşısındakini dinlerken veya siz karşınızdakine bir şey anlatırken asla boş bakmamalıdır. Karşınızdakini gözlerinizle çok iyi etkileyebileceğinizi asla unutmayın. 

Ellerinizi kontrollü hareket ettirmelisiniz ve karşınızdakine dinleme fırsatı tanımalısınız. Toplumda ellerini kollarını fazlaca savuran kişiler pek dikkate alınmazlar. Fazla el kol hareketi yapmak karşınızdaki insanın güvenini de kırabilir. vücut dilinde elden çok parmak aktif bir rol oynar. Uyarı niteliğindeki işaret parmağını kaldırmak en çok kullandığımız parmak hareketlerinden birisidir. 

İletişim kurarken, gözlerinizi kaçırmayın. Kültürümüzde dinleyen, konuşanla daha fazla göz teması kurma eğilimindedir. Ancak hiç kurulmayan göz teması kendine güvensizliğe ve aşırı göz kırpma yoğun kaygının habercisi olabilir. 

Türk kültüründe, kafayı aşağı sallamak onaylamak anlamına gelirken, İngiliz kültüründe sağa sola sallamak onaylamamak anlamına gelir. 

Hangi yüz ifadelerini ne şiddette kullandığınızı görmek için aynaya bakın, mimiklerinizi izleyin. Bazen bazı duygu ifadelerini kontrol etmekte güçlük çekiyor olabilir ya da dikkati kaydıran fazla jest kullanıyor olabilirsiniz. Bunların neler olduğunu öğrenmek için yakınlarınızın geribildirimlerine açık olun ve en önemlisi farkındalık kazanın. 

“Vücut dilini bilmek ve uygulamak insanları avantajlı konuma getirir.” 

 

 

Sevgiyle kalın. Saygılarımla. 

 

Ali İhsan ÖZÇAKIR 

MEB. Başmüfettişi ( E ) 

e-mail: aliihsanozcakir@hotmail.com 

 

 
Toplam blog
: 172
: 4867
Kayıt tarihi
: 07.04.09
 
 

50 yıllık eğitimciyim. İngilizce öğretmenliği ve Bakanlık müfettişliği yaptım. Bunca yıllık eğiti..