- Kategori
- Güncel
"Demokrasi dedikleri, şekerdir yedikleri"
“Doğada bulunmayan ve ışığın ters yönde kırılmasını sağlayan "meta malzeme"yi üreterek, cep telefonu, bilgisayar çipleri ve mikroskopların etkinliğinin artırılmasına katkı sağladığı için, Londra’daki Kraliyet Bilim Topluluğu’nda düzenlenen törenle Descartes Ödülü’nü alan tek Türk, saygın Fizik Profesörü Ekmel Özbay’ın danışmanlığında, TÜBİTAK tarafından desteklenen Nanoteknoloji Araştırma Merkezi’nde, Avrupa Birliği Çerçeve Programı kapsamında çalışmalarını sürdüren Bilkent Üniversitesi Elektrik Elektronik Mühendisliği Bölümü doktora öğrencisi Bayram Tütün’ün, organik kimya ve sentetik polimerler kullanarak ürettiği organik lazer teknolojisiyle, yara iyileştirme, böbrek taşı tedavisi, göz ve diş hekimliği teşhislerindeki yüksek çözünürlüklü projeksiyon ve hologram ekranlarına sahip görüntüleme cihazlarını, milyonlarca renk, yüksek kalite ve çok daha ucuza elde edilebilir hale getirip, dünya yeni nesil optoelektronik teknolojisinde çığır açtığı gün... Sağlık Bakanı, "keneye karşı pantolon paçalarını çorabın içine sokun, ishal olanlar da, ellerini sabunlasın" dedi.
*
Daha fazla devam edemeyeceğim.”
Hürriyet Gazetesi yazarı Yılmaz Özdil’in bugünkü (25.5.2008 Pazar) yazısı bu kadardı. Yazıyı okuyunca, herkesin dilinden düşürmediği “demokrasi” kavramını (ya da bizdeki demokrasi kavramını) bir daha, bir daha, bir daha, bir daha sorgulamak gereğini düşündüm.
Evet… Demokrasi gereği 3-4-5 yılda bir sandık başına gidiyoruz, bizleri yönetsinler diye birilerine vekalet veriyoruz… O birileri de bizi yönetmeye başlıyorlar.
Peki o birileri kim?..
Ülkeyi yönetebilecek kalibrede insanlar mı?..
Ülkeyi yönetebilecek kalibrede insanlar yönetime gelmiyorlarsa?...
Suç biz seçmenlerde mi?...
Yoksa demokrasiyi yanlış mı anlıyor, biliyoruz?
Yoksa birileri bize, demokrasi ile alakası olmayan bir şeyleri “demokrasi” diye yutturuyor mu?..
Yoksa…
Demokrasi dedikleri şey, herhangi birilerinin yeterli oyu (şu ya da bu şekilde) bulunca istediği her şeyi yapabilme özgürlüğünün olması mı?..
Yoksa…
Demokrasi, arkasına en fazla oyu alan insanların tarif ettiği ve uyguladığı bir sistem mi?..
Ne dersiniz?...
Bu işte bir gariplik yok mu sizce de?...