Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 

21 Mayıs '07

 
Kategori
Futbol
 

"Galatasaraylıyım" diyememek !

"Galatasaraylıyım" diyememek !
 

Geçen akşam oynanan derbi maç sonrasında, acaba, kaç tane Galatasaray taraftarı, gönül rahatlığıyla, şöyle göğsünü gere gere, “Galatasaraylıyım” diyemez hale geldi diye düşündüm kaç kere.

Bilenler iyi bilir ki bendeniz “maç” yazan bir kişi değilim. Transfer gelişmeleriymiş, puan durumuymuş, cezaymış, primmiş, saha kapamaymış, tahkimmiş bunları pek takip etmem. Bir kulübün taraftarı olarak, o camiaya gönül vermişliğim vardır kendimi bildim bileli ama fanatik olmuşluğum hiç yoktur.

Daha önce bu sayfalarda yayınladığım “Delikanlı Adamın Kanununu Yazdım” başlıklı blogumda* belirttiğim gibi; bir rakı firmasına yazmış olduğum reklam sloganının ödül alması ve bu metnin ülke çapında halen kullanılıyor olması nedeniyle kazanmış olduğum Digitürk üyeliği ve bir yıllık Lig TV aboneliği sayesinde yılbaşından bu yana düzenli olarak maçları izler oldum. Malum, Galatasaray-Fenerbahçe maçını da naklen seyrettim.

Galatasaray denilince; ilk aklıma gelen Mekteb-i Sultani’dir. İstiklal Caddesi’ne Taksim’den girip de Beyoğlu’nu koklaya koklaya, içime Pera’yı çeke çeke, Galatasaray Lisesi’nin yüksek parmaklıklı bahçesinin önüne ulaşmak, postanenin karşısında oturup İstanbul’da olduğunu daha da bir iyi anlamak, ne de çok haz verir bana. Sonra da Çiçek Pasajı’nda ya da Nevizade’de almak soluğu pek tabi.

Bir de UEFA kupasını kaldıran armada düşer yüreğime. Bir Türk takımının, dünya ölçeğinde ulaşabildiği en önemli derecelerden biridir UEFA ve Süper Kupa şampiyonluğu. Galatasaray taraftarı olmadığım halde hüngür hüngür ağladığım o geceyi hiç unutamam. Ya üç farklı mağlubiyetten, beş farklı deplasman galibiyeti ile yazılan Xamax zaferi...

Tarihi yarımada, Pera, Galata, Kuledibi, Sultan Mektebi, Tünel, Çiçek Pasajı, Nevizade, Cumhuriyet Meyhanesi, İstiklal, Kuruçeşme Adası, Florya, Metin Oktay, Derwall, onlarca şampiyonluk, kupa, yurtdışı başarısı ve yıldız sayfalar, spor tarihine kaydı düşülen. Her biri bana Galatasaray’ı hatırlatır; Galatasaray her birini hatırlatır bana...

Ya şimdi...

Geçen sezon, bir Anadolu takımının son haftadaki maçta, ezeli rakibinden puan koparması sonucu geriden gelip, şampiyonluk ipini göğüsleyen, adeta kucağında bulan Galatasaray iken bu durumu medenice sinesine çeken rakiplerinin, bu sene ki önceden garantilenmiş şampiyonluklarını hazmetme olgunluğunu gösteremeyen takım ve camia da işte yine bu Galatasaray oldu maalesef.

Tanıdığım, bildiğim, eş-dost çevremdeki ne kadar aklı başında Galatasaraylı varsa –başta kendi babam olmak üzere- hepsinin boynu bükülmüş durumda. Sanırım on sene üst üste şampiyon olamasalar, on sene üst üste Fenerbahçe’yi yenemeseler bu kadar zor duruma düşmeyeceklerdi.

Yakışmadı...Bildiğimiz ve tanıdığımız Cimbom’a hiç de uymadı bu gömlek. Birkaç beden dar geldi. Sırıttı, yırtıldı, patladı dikişlerinden.

Yerlerinden sökülen yüzlerce tribün koltuğu, sahaya atılan sayısız yabancı, yanıcı ve patlayıcı madde, güvenlik güçlerine fırlatılan, tekme tokat girişilen vandalizm gösterileri ve orada, şeref tribününde yerin dibine geçen Galatasaray’lı yöneticiler.

Galatasaraylıyım diyememek” bu olsa gerek...Kolay unutulmayacak ve hafızalardan kazınamayacak yaşananlar.

* http://blog.milliyet.com.tr/Blog.aspx?BlogNo=16552

 
Toplam blog
: 898
: 3759
Kayıt tarihi
: 09.06.06
 
 

İzmir'de yaşıyorum.    Çok uzun yıllar öncesinden başlayıp, hiç ara vermeden bugünlere kada..

 
 
 
 
 

 
Sadece bu yazarın bloglarında ara