Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

11 Kasım '08

 
Kategori
Deneme
 

18 yaşım

18 sene. Çok değil, farkındayım. Ama az da değil bence, koskoca 18 sene. Cahit Sıtkı hesabıyla, dörtte birini ziyan ettim hayatımın. Pek anlamadım geçen günlerin benden neler alıp götürdüğünü ya da neler getirdiğini. Hep acelem vardı, ben de herkes gibi bir yerlere yetişmeliydim. Tek bir farkımız vardı belki, ben nereye yetişmeye çalıştığımı bilmeden koşuşturuyordum etrafta.

Ama hedefi olanlardan daha istikrarlı ilerliyordum bence yolumda. Aslında benim de bir hedefim vardı hep, ama ben bile bilmiyordum bu hedefi. Bilmesem de ulaşmak için elimden geleni yapıyordum. 2 kat çıkmak için dakikalarca asansör bekleyenlere inat, 12 katı merdivenden çıkan oldum ben hep. Yorulsam da yolumda daha çabuk ilerlemeliydim. Pek kimse olmadı yanımda ben bu yolda ilerlerken. Trenden inen dostlarımı pek karşılamadım garda, ama gidenlerin ardından çok el salladım gözümde yaşlarla. Az kişi sabredebildi bana, az kişinin umrunda oldum benim umrumda çok kişi olmasına rağmen. Yolum zorlaştıkça yanımda birilerinin varlığına ihtiyaç duydum. Beni ben yapan, yolumu benden iyi bilen birisi... Yolumda bana eşlik edecek bir melek. Elimden sıkıca tutup da beni uçuracak bir melek. Aşk kelimesiyle adını farklı cümlede geçiremeyeceğim birisi... Bu engebeli yolda rastladım ona, 18'e ramak kala tuttu elimden. Yoldaş oldu bana, ben oldu belki, belki de yürüdüğüm yol oldu. Ama hep oldu, hep de olur umarım...
Çok hayal kırıklığı yaşadımi, her sözü gerçek sandım, yanıldım. Her yüzü gerçekten güler sandım, aldandım. Ama anladım; insan oğlu sınıfta kalmıştı çoktan. Bakışları bile sahte, hayalleri bile yalan olmuştu çoktan. Gücüm yoktu onlara doğruları anlatmaya, ben bile tam olarak anladığımdan emin değilken. Bin kötü içindeki bir iyi ile mutlu olmayı başardım. Çok değil, 18 sene. Az da değil ama, Cahit Sıtkı hesabıyla dörtte biri ömrümün.

Akıp giden her saniyeyle birlikte ben de gitmek istedim bazen. Bazen de akıp giden her saniyeye rağmen hep kalmak istedim. Çocuk kalmak istedim, ama bir yandan da büyümeliydim. Çok şey istedim, az şeyle yetindim hep. Az şey görüp çok şey öğrenmesini de bildim zamanı geldiğinde.

Çok değil, 18 sene. Ama az da değil, biliyorum. Asla melek ya da şeytan olmaya çalışmadım; çünkü sadece bir insan olduğumun farkındaydım hep. Sıradan bir insan, ama sıradanlığında karanlıkları barındırmayan...

Çok değil, 18 sene. 17 doğum günü, pek az kişi tarafından hatırlansa da pek umrumda olmadı unutulan doğum günlerim. 18 sene boyunca tek bir doğum günü hediyesi almadan büyüyen bir çocuk. Belki de işte bu yüzden büyümek istemiyordum. Az kişiden duydum "İyi ki doğdun" cümlesini, o az kişinin kaçı gerçekden iyi ki doğduğumu düşünüyordu, bilemem. Ama ben hiç "İyi ki doğdum" diyemedim bundan önceki 17 doğum günümde. Bu sene der miyim, bilmiyorum. Düşünüyorum da, acaba az kişiden duyduğum o cümle doğru mu? Acaba gerçekten de iyi ki doğdum mu?

 
Toplam blog
: 69
: 1239
Kayıt tarihi
: 16.07.08
 
 

1990 Kasım 14 doğumluyum... Üniversiteye hazırlanmaktayım. Oldukça sık yazarım; şiir ya da deneme be..