- Kategori
- Deneme
Duygusal - bölgesel

Uykusuz geçirdiğiniz gecelerin acısını kimi zaman sevdiğiniz insandan çıkarırsınız, kimi zaman anne
Güneş sadece bizim üzerimize doğmuyor, dünyanın en ücra köşesindeki insanların şakaklarına dek inen ışık hüzmeleri o insanların gülümsemeleri arasında kaybolup gidiyor.
Biz günbatımının duygusal yoğunluğunu yanımızdaki insanla paylaşmak isterken bizden daha yoğun duygusallık yaşayan insanlar eşi dostuyla kaybolan güneşi seyre dalıyor.
İnce bir çizgi halinde kaybolmasını beklediğimiz parlak gökyüzü sanki gidip hiç gelmeyecek hissedersiniz.
Kapkaranlık bir gün içerisinde kaldığınızda üzerinize düşen karamsarlık sizi hayatı yeniden sorgulamaya yöneltir.
Uykusuz geçirdiğiniz gecelerin acısını kimi zaman sevdiğiniz insandan çıkarırsınız, kimi zaman anne babanıza sitem olarak yansıtırsınız.
Yaşadıklarınızın tecrübesiyle hareket ederken yaşamayı beklediklerinizle umut tazelersiniz.
Hayatın kısalığı ile “ne kadar daha yaşayabilirim?”in arasında sıkışıp kalırsınız.
Yaşamın kıyısında yaşayanın sadece biz olmadığını anlayınca derin bir oh çekip kendimize çekidüzen vermeye çabalarız.
Japonya’da, Endonezya’da, Hindistan’da, Rusya’da, Bulgaristan’da, Fransa’da, Kanada’da da aynı güneş.
Batan günü değil sadece zifiri karanlığı da yaşar Afrika’da, Asya’da yaşayanlar.
Kendi bölgeniz ısınırken diğer bölgeler soğumaya başlar, siz soğurken onlar ısınmaya başlar.
Hayatın cilvesi diyin, kaderin yansıması ya da iklimlerin çeşitliliği...
Gündoğumu, günbatımı her yerde aynı.
Umutlar, umutsuzluklar, acılar herkese aynı.
Filistin’deki, Çeçenya’daki, Afganistan’daki, Irak’taki acı aynı acı.
Bizler gülerken onlar ağlıyor,
Onlar ağlarken bizler gülüyoruz.
Bu böyle sürüp gidecek mi? derken
Neler yapabiliriz?i aklımıza getiriyoruz.
Gerçekten bir şeyler yapamaz mıyız ya da yapılamaz mı?
Hepimiz aynı anda aynı mutluluğu paylaşsak,
Hep bir anda tüm dünya günbatımını seyre dalsa
Birimiz değil hepimiz gülebilsek fani dünyada
Acılara hep beraber ortak olabilsek mesela...!
Birileri ölürken, öldürülürken biz gün batımını seyre dalıyoruz.
Biz sabah güneşini göğsümüzü kasarak karşılarken birileri acısını yüreğine yamıyor.
Dünyada mutluluk ve acı birarada yaşanıyor.
En merkezi ülkeden en ücra kentlere kadar.
Daha iyi ve mutlu bir dünya hayal edebilmenin yolu dünyanın diğer bölgelerinde yaşayan insanların duygularına kulak vermekten geçiyor.