Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

25 Mayıs '15

 
Kategori
Blog
 

500.Selam: "Dönüşüm ve Değişim"

500.Selam: "Dönüşüm ve Değişim"
 

Bahçemizin Sakini: Sultan


Hani bir süreliğine oturduğunuz şehri, köyü, mahalleyi bırakıp bir başka diyara göç edersiniz, gidişiniz belki de dönmek üzeredir, her şeyi yanınızda götürmezsiniz. Geride kalanlarınız, bıraktıklarınız olur; hal hatır sorar, haberleşirsiniz.

Gidişiniz bazen mecburiyettendir, bazen de değil; tebdil-i mekanda ferahlık varmış, der geçersiniz.

Lakin döndüğünüzde artık o memleket, o şehir, o mahalle, o mekan aynı değildir; bulamazsınız aynı tadı, aynı şeyleri. Konu-komşu insanlar değişmiştir, sokakta oynayan mahalle çocukları değişmiştir. Kapıda su- yemek verdiğiniz kediler-köpekler değişmiştir, ağaçlara konan ekmek attığınız kuşlar değişmiştir.Otlar, börtü-böcek velhasıli her şey!

Bir garip hissedersiniz kendinizi yabancı gibi doğup büyüdüğünüz mekana. Zamana bırakırsınız bazı şeyleri.

Değişim kaçınılmaz, değişmezse zaten olmaz!

"Değişmeyen tek şey değişimin kendisidir, " demiş Herakleitos çağlar önce. Bakmış, görmüş, yaşamış,denemiş ki demiş.

500. yazımda niye böyle direkt daldım konuya?

Tam tamına 4 yıl 3 ay 14 gün ara vermişim burada yazmaya, dile kolay. Uzunca bir süre benim gibi her gün bir şeyler karalayan, yazmayı seven biri için.

Bakın, aklıma geldi şimdi, yazmazsam olmaz. Gabriel Garcia Marquez'in ünlü "Kolera Günlerinde Aşk" romanını okuyanlar ya da filmini izleyenler bilir: Kahramanı Florentina Ariza, 13 yaşında iken ilk kez gördüğü ve masum bakışlarından etkilendiği Fermina Daza'ya olan tutkulu aşkını söyleyebilmek için tam tamına 53 gün 7 ay 11 gün beklemişti. İşte öyle!

Dönüşüm, "Acımadı ki" sayesinde oldu, yoksa biraz zordu. İyi de oldu, ancak eski mahallede tanıdık kalmamış, mahallenin tadı-tuzu da kalmamış;.kavga-gürültü yok, günlerce süren tartışma, polemik kalmamış, havada uçuşan tehditler, küfürler yok, kutlamalar,iyi ki varsınlar kalmamış!...

Sanki 12 Eylül'ün sabahında bıçakla kesilen terör olayları gibi. Sükunet içinde...

Değişim kaçınılmaz tabi ki de ama insan özlüyor yine.

Biz ne güzel yorumlaşırdık, selamlaşırdık, söyleşirdik eskiden! Şimdi yorum fakiri olmuş millet. Butonlarında akrep yatıyor sanki! Belki de internete cep telefonları ile girildiğinden. Kim bilir?

Mahallenin kuralları da değişmiş, biraz daha  zorlaşmış sanki. Ne yazsan yukarıda bir pencere açılıyor, tıklamanı istiyor. Anasayfanın düzeni, seyir defteri, editörden önerileri de farklı geldi bana. Seyir defterine 19 Mayıs'ta bayram kutlaması yazmıştım hala görünürde yok!

Eskisi kadar olmasa da yine aynı kategoride yazmaya devam.

Çünkü OKUMAK-YAZMAK bana iyi geliyor.

Önceden bir de "seyretmek" vardı, o şimdi sadece internet üzerinden olduğu için verimli olmuyor. Zaten 3 Temmuz'dan beri oynanan oyunlar zevk de vermiyor. Biz bu yarışta yokuz modundayım maalesef. Sadece Sarı Melekler'i kutlama yazısı yazdım. Fenerbahçe Ülker için de bir kutlama yazısı gelir sanırım. Futbol takımının, bu kadar hem içten hem de dıştan engellenmesine rağmen ikinciliği garantilemesi bence başarıdır, 4. yıldız her zaman takılır.

Reklam arası verdiğimiz Avrupa Şampiyonlar Ligi'ne gidelim yeter.

501.de yine yeniden buluşmak üzre esenlikler dilerim herkese!

Sevgiyle kalın!

 
Toplam blog
: 480
: 2046
Kayıt tarihi
: 27.03.07
 
 

Üstkimliği ile insan, altkimliği yeterince kalabalık birisi; Eş, anne, öğretmen emeklisi. Doğa, H..