Aslında sen bu yazıda yazılan tek bir “virgüle” bile değmezmişsin, bunu geç de olsa anladığımı bilmeni isterim… Hiç değmezmiş sana, hiç... Ama yüreğim dökmeliydi pişmanlığını satırlara… Tarih, sana..
Burası bir yol ağzı. Hepimiz gelip zaman zaman burada dururuz. Aslında burası daha çok bir bıçak ağzı. Buradan öteye geçince geri dönüşü olmaz bazı şeylerin ya da olsa da zor olur, olsa da hiçbir z..
Bir umutla ya olursa dersin hep, Bile bile her şeyin bittiğini … Akıp gider, akıp gider zaman sana aldırmadan… (Sezen Aksu) Siz, bile bile, yaşarken kendini ..
Ne kadar anlatırsanız anlatın bir şeyleri; anlattıklarınızın ne kadarının karşıya ulaştığı, karşıdakinin “kapasitesiyle, algısıyla, ne kadar anlamak istediğiyle…” alakalıdır. Yani anlamakla anlatma..
İlkbaharın, ilk yazın; insana yaşamı, yaşadığını hissettiren, hafif esintili bir gecesinde, balkonda, ürpermeyle, üşüme arasında ama inatla üstümüze bir hırka falan almadan, rüzgarın tenlerimize de..
Ya bizim hasretimiz? Toplum olarak birbirimize hasretimiz… Aynı ülkede, aynı şehirde, aynı sokakta, aynı apartmanda, aynı evde belki… Nasıl aşılıyor insanın karşısındaki insanla arasına ördüğü duva..
Her ne kadar “Yol bir yere gitmez, o bir durma biçimidir….” demiş olsa da üstad Yılmaz Erdoğan; yol, gidiyor maalesef. Hem de hiç acımadan, üzerindekini de alıp götürüyor uzaklara, çok uzaklara…
Öykü Şiir Deneme ..