Çeşme-Ilıca Plajı, Deve Güreşi Müsabakaları

Çeşme’de bulunduğum günlerde sıklıkla yaptığım gibi, yeni gün uyanırken, kendimi, Ilıca Plajı’nın sularına bıraktım. Deniz suyu yine ılık, deniz yine çarşaf gibi ve ayaklarımın altında küçük balıklar oynaşıyordu. Denizin tüm bu güzelliğine rağmen deniz kenarının benzer güzelliklerinden ise söz etmemin imkanı yok maalesef.

Bir kere sabahın en erken saatlerinde dahi plaj, özellikle kalabalık genç erkek grupları tarafından adeta işgal edilmiş halde idi. Gözleri sağda-solda, mayolu-bikinili kadın-kız avında; sarı dişli ağızları sigaralı; paslı dilleri küfürlü; kadınsız ve kızsız bir milyon(!) tane maganda-abazan adam.

Bu taifenin çok büyük bir kısmı yüzme bilmediğinden olsa gerek deniz içerisindeki en önemli aktiviteleri, orman özellikleri gösteren haykırışlı nidaları ve mahalle kahvesi küfürleri eşliğinde, bellerine kadar gelen su içerisinde deve güreşi yapmak.

Denizin içinde deve ne gezer diyenleriniz varsa merakta koymadan hemen cevaplayayım, zaten kendileri, devenin en önde gideni bu yaratıkların. Peki deve güreşini nasıl ifa ediyorlar?

İki tane güçlü ve kıllı adam karşı karşıya duruyorlar göbeklerine kadar suyun içine girip. Diğer iki tane güçlü ve kıllı adam da, birer birer bunların omuzlarına binip birbirilerini ite kaka suyun içine düşürmeye çalışıyorlar. Bir taraftan da sağa-sola bakıp, kendilerini seyrederek hayranlık duyup da abayı yakacak karı-kız var mı diye etraflarında. Vay beyinsizler vay.

Yanlarından geçerken, denizin hemen dibinde ayak üstü durarak konuşan iki maganda tipin diyaloglarına kulak misafiri oldum:

“<ı>Bakh la bakh, burası toprah a..na koyim, gel lan burdan girek işte denize”

“<ı>Lan dana, ben naapiim toprahı, bana garı-gız lazım olum. Çeşme’ye gadar gelip de, garı-gız görmeden, g.t-göbek seyretmeden mi gedeceyik a..ına goyiim.”

İşte ülkemin gerçeği, işte Çeşme’nin, Bodrum, Kuşadası, Marmaris’in realitesi budur dostlar, maalesef. Hele hele Çeşme’de bu durum zirve yapmıştır. Bu gidişle birkaç seneye varmaz, Çeşme bitecek, normal-mazbut-mütevazı insanların, aileleriyle, çoluk-çocuklarıyla Çeşme plajlarından denize girmeleri imkansız hale gelecektir.

Çeşme denizinin harikulade koyları, enfes plajları ve eşsiz sahilleri bugün; ya “<ı>beach club” etiketli turizm canavarlarınca ya da ipsiz-sapsız maganda tayfasınca, çok büyük oranda işgal ve iğfal edilmiştir zaten. Ve memleketin bu cennet köşesi tamamen bitmeden, kurtarılmak ve normal insanların, normal turizmine hizmet ettirilmek isteniyorsa, ivedilikle, gereken önlemlerin alınması şarttır.

Ya da tez elden, Çeşme Belediyesi tarafından “<ı>Çeşme Plajları Deve Güreşleri Festivali” organize edilmeli ve memleketin ne kadar devesi varsa -ki emin olun bol miktarda mevcuttur- Çeşme denizinde çimdirilmelidir. Önümüzdeki sene adının önüne “<ı>geleneksel” ibaresini de koyduk mu işi kotarmazsak ben de bir şey bilmiyorum. Bi daha da gelmem Çeşme’ye…

Ve son sözüm: Gelin lan buraya… Dinime imanıma, suyun altı toprah, garı-gız da bol valla buralarda. Hem birbirinizle güreşir develer gibi, hem de sevişirsiniz, iflah olmaz abazan hayallerinizle.

Jigolo ve Şezlong Köpekleri

Üç Tarafı Denizlerle, Her Tarafı Öküzlerle Çevrili Güzel Ülkem

Alaçatı'da Bir Et Virtüözü: Hasan Masat

Alaçatı Yasakları -1-

Alaçatı Yasakları -2-

Tatil Yörelerinin Kaçamak Bakışlı Uydu Alıcıları

Not: Yazı fotoğrafı www.kulturturizm.gov.tr adlı siteden alınmıştır.