Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

17 Aralık '06

 
Kategori
İş Yaşamı - Kariyer
 

Adım adım iş görüşmesi -2-

Adım adım iş görüşmesi -2-
 

Soru cevap dediysek, çok da kağıda bağlı kalmak olmaz değilmi? Amacınız, karşınızda oturan adayın işe uygun olup olmadığını, uygunsa bütçeniz ile denk düşüp düşmediğini anlamak. Bu arada aranan niteliklere yazdığınız karakteristik özellikleri de gözden geçireceksiniz. Takım çalışması, ekip liderliği, analitik düşünce...

Öyle sandalyenizde çok arkaya kaykılmayın. Aday sizin oranın patronu olduğunuzun zaten farkında. Nezaketi elden bırakmamakta yarar var. Bazen erkek mülakatçı bayana, bayan mülakatçı da erkeğe gösterdiği nezaketi (ilgiyi diyelim) kendi cinsine nedense göstermek istemez.

Burada mülakat taktik ve tekniğine biraz ara vererek, başvurularımdan birinde işveren ve mülakatçının nasıl açıklar verdiğini aktarmak istiyorum.

Bir holdingin genel müdürlerinden olan arkadaşım, Holdingin, personel müdürlüğü için ilan verdiğini aktardı. İK sitesine baktım, aradıkları özelliklere haiz olduğuma kanaat getirdikten sonra, başvurumu yaptım ve referans olarak arkadaşımı belirttim. Çok geçmeden görüşmeye çağırdılar.

Görüşmeye çağırdıkları saat 12:00'di. Yani öğlen yemek saatinden 30 dk. önce. Çağırdıkları saatten 10 dk. önce girişteki danışmadaydım. Kimliğimi alıp, giriş kartımı verdiler. Belirtilen kata çıkıp, insan kaynakları departmanına girdim. Görüşmeye 5 dk. kalmıştı. İş görümesi için geldim dememle, elime yaklaşık 5-6 sayfadan oluşan kağıtları tutuşturmaları bir oldu. "Bunları doldurun." Sesimi çıkartmadım, doldurmaya başladım. 2. sayfanın ortasında, başka biri "filanca sizi bekliyor" dedi. Kalktım gösterilen odaya girdim. Yaşı uzman olamayacak kadar küçük bir bayanın önüne oturdum. O bir memur zihniyetiyle dolduramadığım evraklarımı aldı, üstün körü baktıktan sonra, bana ait özgeçmişi buldu. İlk soru: "Filanca beyi nereden tanıyorsunuz?" Arkadaşım olan Genel Müdürü soruyordu. Yanıtladım. Özgeçmişime yeniden göz gezdirerek, talihsiz yorumunu yaptı. "Subay emeklisiymişsiniz. Haberiniz olsun, holding sahiplerinden filanca asker emeklilerine pek sıcak bakmıyor." Sebep? diye sordum. Bu pozisyonda görev yapan iki subay emeklisinin ahlaki sebepler nedeniyle işten çıkarıldığından bahsetti. Buz gibi oldum. İki meslektaşım üzerinden tüm TSK mensupları karalanıyordu. Artık benim için konuşacak birşey kalmamıştı. Ayağa kalktım, müsade istedim ve dışarıya çıktım.

İş yerime döndüğümde durumu ayrıntılarıyla yazıp, yorumlarımı da katarak İK görevlisinin sözünü ettiği holding sahibine e-mail ekinde gönderdim ve ekledim: "Başvurumu dikkate almayınız. Özgeçmişimi kayıtlarınızdan siliniz." 20 dk. sonra yanıt geldi. Adı geçen holding sahibi bunun şirketinin ve şahsının görüşü olmadığını, İK görevlisinin kendi yorumu olduğunu, İK görevlisinin bu nedenle cezalandırılacağını, özür dilediklerini, vs..

UYARILAR:

1. Öğle yemeğine az zaman kala aday görüşmesi yapmayınız ve yaptırmayınız.

2. Görüşme öncesi form doldurtacaksanız, adaya görüşme saatinden asgari 15 dk. önce orada bulunması gerektiğini bildiriniz.

3. Adayın alınacağı pozisyona uygun bir mülakatçı (işinin ehli olan) atayınız.

4. İK görevlisinin dedikodu yapmasına, şirketi zora sokacak yorumlarda bulunmasına prim vermeyiniz.

5. Asıl önemlisi, işveren ile işe alınanın eşit olduğunu, eşitliğin işe alındıktan sonra sadece iş hıyerarşisi anlamında değişeceğini unutmayınız.

DEVAM EDECEK...

 
Toplam blog
: 36
: 1522
Kayıt tarihi
: 11.12.06
 
 

Zaman yolculuğu yapmak isterseniz, kendinizden yaşça büyük insanların deneyimlerinden yararlanın...