- Kategori
- Psikoloji
Anahtar

Zamanın en acımasız yerinden yakalandım yine hayata. İpince bir çizgideydi herşey. Ve ben kalınlaştırmaya çalışıyordum bu çizgiyi ucu çoktan bitmiş bir kalemle. Zamanın en ince yerinden yakalandım yine hayata bilmeden. Yakalandığım an ipler koptu.
Ayrı kapılardan girilmiş bir cehennemin tam orta yerinde karşılaşıyorum kendimle şimdi. Kendi yüreğimin acısından uzak durmaya çalıştıkça, aslında kendime tuzak olmuşum farketmeden. Cam kırıklarının üzerinde sonunu bilmediğim bir yürüyüşün izleri kalmış içimde. Ayaklarımı değil yüreğimi kanatmışım. Şimdi kendi cehennemimin sınırlarını çiziyor bir yanım. Diğer yanım ateşler içerisinde yanarken. Attığım her kahkahanın ardına kanlı gözyaşlarımı saklıyorum kimseler görmeden.
Gün geçer gider biliyorum. Geceleri, günün hesapları yazılır yüreklerde saklanan defterlere. Yastıkaltına gizlidir tüm kalemler. Yazdığını bir tek sen bilir, sen görürsün. Yaşadığını sadece kendinin bildiği gibi. Her sayfa fazlasıyla eklenir ömrüne.
Sen en güzel pozunu takınırken hayat denen fotoğraf albümünde, sararmış kareler birer birer dökülür ömrünün takviminden. Sen sana kalanlarla kendi yerini alırsın hayatın içinde. Kişinin kendi cehennemini kendinin yarattığını bilirsin. Ve o cehennemden çıkacak kapının anahtarı da sadece senin elindedir. O halde devam etmelisin kaldığın yerden.
Sancılı bir düşün kan kırmızı rahminde uyanma telaşında şimdi ömrüm. Gözümü açtığım sabahlar siyah beyaz. Ve biliyorum ki hayata tekrar hakettiği rengi verecek olan kişi sadece kendimim.
Unutulduğum yerde bırakıyorum ben de unutulan yanlarımı artık. Yanık izleri kalmış yüreğimin üzerinde. Avucum sımsıkı kapalı. Elimde anahtarım. Kalanlarla devam ediyorum yola. Bir yanım eksik. Bir yanım yarım...
*Resim: Salvador Dali
**Anadolu'da bir kızım var, öğretmen olacak" projesi için;
http://blog.milliyet.com.tr/Blog.aspx?BlogNo=45243