Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 

10 Aralık '09

 
Kategori
Siyaset
 

Başbakanın Amerika ziyaretinin ardından…

Başbakanın Amerika ziyaretinin ardından…
 

Kaynak:Milliyet.com


İlgili haberi okuduğumda üç konu ilk etapta dikkatimi çekti, meğerse biz 360 derece dönerek bakıyormuşuz dünyaya, vallaha da öyle söylemiş sayın başbakan!

Bazılarının gözleri şehla sanmaktaydım, ne yalan söyleyeyim!...

Hani, sanki, doğuya, özellikle İran dolaylarına kayıyor gibi geliyordu, lakin öyle değilmiş, ehh pek sevindim, demek ki İsviçre’nin minareler konusunda neden referanduma gitme gereği duyduğunu anlayabilecek ve çıkan sonuca da sağlıklı yaklaşılabilecek.

İkincisi ise en şaşırtanı oldu: Basın özgürlüğü varmış! Başbakanın yalancısıyım, öyleymiş yani, cumhurbaşkanı, başbakan, onların ailelerini yerden yere vurmaya kadar özgürmüşüz, ehh yanarım da elimizi korkak alıştırdığımıza yanarım…

Peki, onca davalar neyin nesi diye sormayın, dedim ya, başbakanın yalancısıyım…

Üçüncüsüne gelince… Malumunuz açılım saçılım derken genç kanlar sıçradı topraklara, muhalefet Meksika gezisini iptal etmesi gerektiğini beyan etmiş ve gazeteciler de yönelttikleri soru karşılığında şu cevabı almışlar: “Bu konu konu mu, Bu hitap hitap mı? Bu kadar basitleşti bunlar!”

Bu konu, konu değilmiş, görecelidir elbet, Türkiye Cumhuriyeti’ni temsil eden bir başbakanın aynı zamanda kendi ülkesindeki diğer partili siyasetçiler için “Bu kadar basitleşti bunlar!” demesi, çok ciddi söylüyorum ki, beni derinden sarstı!

Ülke yanında bir şirket, ne kadar büyük olursa olsun, küçücük kalır, şirket içindeki aldım-verdim ben seni yendim durumları hep vardır ancak bunun müşteriye aktarımı profesyonellik dışıdır!

Hele ki karşınızda profesyonel müşteri varsa, ilk sözünüze başladığınızda amatör olduğunuzu gayet kolay anlar; ancak iş şahsi olarak sizin amatörlüğünüzden çıkar, şirketiniz istediği kadar profesyonel olsun, amatör bir personele, en azından, yetki verildiği için şirket de artık amatördür.

Gerçi, başbakanın ilk çekiştirmeleri değildir bunlar, ama gelin görün ki sindiremiyor işte insan!

Üç konu demiştim ya, sonraki saatlerde bir de ilintili olarak dördüncü konu çıktı ortaya: Washington büyükelçimiz sayın Nabi Şensoy istifa etmiş!

Çok yazık, kendisine ne yakıştırmalar yapılacaktır, 360 derece dönüyormuş ya başımız, bakalım Nabi Şensoy için de dönebilecek mi bakışlarımız!

Çok açık söylüyorum, mantık örgüsü karışık insanlar maalesef sağduyulu davranamazlar; sağduyulu davranamayanlar, maalesef adil olamaz!

Adi olamayanlar hatalarını asla göremezler ve her hatayı birilerine yükleme eğilimindedirler!...

Bu eğilimde olanlar, aslında tahammül edilemezler, ancak buna dahi öyle bir kulp bulurlar ki, aman bana bulaşmasın diye düşünerek “He…” dersiniz; “He…” demeyenler, demek istemeyenler az çıkar, her şeyi göze alırlar ki, bunun için hem beyin, hem yürek, hem de onur gerek!

Şu an öyle iyi biliyorum ki bazıları yanlı olduğumu düşünüyor, eğer onlardan biriyseniz, lütfen, şu soruma kendi içinizden yanıt veriniz: Aynı davranışlarda bulunan başbakan farklı bir partiden olsaydı, yani AKP değil de, mesela CHP, ya da MHP, vs., ne olur, şöyle bir iki dakika düşünün, bu davranışları destekler miydiniz?

Parsel parsel satılan toprakların hesabını sormaz mıydınız, mesela, “nerede bu cumhurbaşkanı, ateşlere kim düşürdü bizi, şehitlere ağlarken nerede açılımı yapan başbakan” demez miydiniz?

Ehh, bir düşünmek gerek, insanoğlunu diğer canlılardan ayıran özellik, kullanmak gerek…

……

Yoksa rahmetli Aziz Nesin pek mi bir haklıydı?

……

Gülgün Karaoğlu

Aralık,10/09

 
Toplam blog
: 1269
: 1343
Kayıt tarihi
: 18.09.07
 
 

İzmir, 1963 doğumluyum. Dokuz Eylül Üniversitesi İngilizce bölümü mezunuyum ve özel bir şirkette ..

 
 
 
 
 

 
Sadece bu yazarın bloglarında ara